BİR ROMAN : KUŞ KISMAK
BİR YAZAR : Murat AKAN
Murat AKAN’ın KUŞ KISMAK adlı romanı; Ağustos -2022’de İstanbul, METİNLERARASI KİTAP’tan çıkmış.213 sayfadan oluşan yapıtın kapağı Emel Cansu BÜYÜKKÖSE tarafından çizilmiş. Otuz dört bölümden oluşan kitabının giriş bölümüne Murat AKAN :
‘’Torunum Alessandro’ya,Sevgili Eşim Günser’e, kızım Çiğdem’e,oğlum Bilhan ve gelinim Silvia’ya ithafen…, notunu düşmüş.
Murat AKAN ; 1963 ,Samsun Çarşamba doğumlu. İlkokulu İstanbul’da , Ortaokulu Berlin’nde , Liseyi Samsun’da bitirir. 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirir. Samsun’da ve İstanbul’da otuz yıl öğretmen olarak görev yapar ve 2017 yılında emekli olur.
Yazmaya üniversite yıllarında öyküyle başlar. Latife TEKİN ve Muzaffer İZGÜ’yle tanışır ve mektuplaşırlar. 1980’li yıllarda Akademi Öykü ödülü Yarışması’na katılır.Bir roman üzerinde otuz yıl çalıştığını söyler. Oggito, Akıl Fikir Müessesesi gibi dergilerde öyküleri, denemeleri yayımlanır.
camda buz kokuyor akşam
varsıllığı su’dan
delik deşik bir brandaya sığınmış masa
ellerimizde ince ağırlıklı anason
Akşamı kuşanırım senin için
Dört yanım yüce dağ olsa bile
Yolumu kesen yıldızlara yüz vermem
Alnımı eze eze öpmene darılır mıyım hiç
Gözün bende olduğunda
sesinde biçimlenmiş haziran akşamı
boşlukta sallanırken çıplak ay ışıkları
bir peripeykerin şenlendiği yellerde
enginlerden alçak uçuşu kuşların
sesinde biçimlenmiş haziran akşamı
boşlukta sallanırken çıplak ay ışıkları
bir peripeykerin şenlendiği yellerde
enginlerden alçak uçuşu kuşların
Bir şeyler yazmayınca,söylemeyince eksik bırakıyorum sanıyorum yaşamın bana sunduğu zamanı.Zaten aylardır daracık mekanlarda yaşamaya koşullandık.Ruhumuz yavaş yavaş başka bir patolojiye dönüşme kaygısından mıdır nedir bir çift sözü sahiplenmek için şiirlere yükleniyorum bu sıralar.
Hoş;Gilles Dleeuza bu sıkışmışlığı ‘her yaratımın sınırında,ufkunda mutlaka mekan –zaman vardır’ iyimserliğine bağlıyor 'İki Konferans’ın satırları arasına düştüğü notta.
Şiirle başlayalım ve onun üzerinden sürdürelim :
‘’Suyunda denizleri bulduğum bilmediğim yerlerimdeki sancı…
bana bir şey söyle güleyim
bir şey daha söyle inandır’’
DENEME
Günaydın Dostlarım,
İçinde eşit oranda hamaset ve masumiyet ve melankoli barındıran bir sosla tatlandırılmış bu marka iyi piyasa yaptı , yapmakta.
Hangi hallerden gelip hangi hallere evrildiği ‘şimdilik’ flu olan bu coğrafyanın öyküsü mutlaka tarafsız bir tarihin kaleydoskopuna düşecektir
İki küçük balık gibi oynaştık
Pır pır etti yüreklerimiz
Oynaşmamızın sesi dalgalarını
Kıyıya yığdı durdu.
Deniz çocuğu olmamıştım
Sabah üç nokta
Varılacak herhangi bir ülke
Belki tohum
Belki gölge
Belki düş
Sanırız ki delikanlı
O sözler ki
Nehirlerimi tıkıyordu
yüreğimi parsel parsel sulayan
Omuzlayıp hepsini
Aşırdın hiç okunmasın diye
Uzadı da uzadı eksiltili tümcelerimiz
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti