Meğer doğusundaymışım yüreğinin,
ta en doğusunda
O doğu ki;
gün erken doğar orda erken iner akşamlar
Sevgili Şiir Dostu;
sayfama uğradığınız için teşekkür ederim... :-))
hani kolun kanadın kırılır
kör dövüşü gibi gelir hayat kimi dem
tıkış tıkıştır için ama
sırtın sıvandığında eğreti sözlerle
gayri ihtiyari
gülüşler konar gamzene
dere tepe dolaşıp yalınayak
yokuşlar tırmandım çalı çırpı toplayarak
olacak gibi değil baktım,
yüreğimi bir dağ başında bıraktım
rüzgarlara yaslanarak
ay lapa lapa dağılarak
düşerken bin bir edayla damlara
yıldızlar çisil çisil kayarak
dokunurken telgraf tellerine çizgi çizgi
nehirler bir başka öpecek elbet
dağların çiçek kokulu eteklerini
biz
...daha
.....pirelere
.......saç
.........kesmeyi
...........öğretirken
Bir zamanlar çok gençtik;
bir sürü şeye inanır
inandıklarımızı savunur
savunduklarımızı sırtımızda taşırdık
O zamanlar,
bütün derdim
narin bir kelebek kılığında
dokunup parmak uçlarına
okşamaktı gözlerinin elasını
ve tamamlamaktı bir telaşla
bütün yarım kalmışlıkları
Ben beyazım,
tutulmamış güneş saflığında
aydınlık ve yalansızım
dokunduğum her dalda
gül açmak yanılgısındayım…
Sen sevda nedir bilir misin
Çöreklenen yüreğine
İçini acıtan kanırtan
Paramparça eden
Dünyanı karartan sevdayı
Taş basıp bağrına
Issız ve yalnız zamanlarımda, sesimin yankısını bulduğum ender şiirlerin şairi. Umarım hayat ona hep saygı gösterir.