Nazlıhan Hasköylü Şiirleri - Şair Nazlıh ...

Nazlıhan Hasköylü

şimdi uçmak varken gökyüzünde
uçup da omzuna konmak varken sevdanın
gagalamak varken
taze ekmek kokusu tüten ellerinden
karışıp rüzgarlara dokunmak varken saçlarına
adını gözü kapalı yazıp bulutlara

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

duyan duydu
gören gördü
kar suyu kaçtı toprağa
açıldı rıza bahçesinin
çakılsız yolu
havada aksi sedası sevdanın

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

Kırıksınız, çok kırık…O hep ve herkes için dilediğiniz gönlü kırık olmayan bir sabah sizin için fazla kırık. Ne kadar uğraşsanız da parçaları birleştirmeye, nafile; sabahınız akşamdan tuz buz oldu bir kere. Bütün emekleriniz haybeye gitti, hiç istemediğiniz biçimde tüketildi sevginiz. O yere göğe sığdıramadığınız özene bezene koruyup sakladığınız sevginiz hiç oldu. Yaralanmayacağım demiştiniz, oysa her yeriniz berelendi ve her şey tuz basıyor şimdi içinize. Ağlamayacağım demiştiniz, daha bunu söylerken sele döndü gözyaşlarınız. Kahrettiniz kendinize; sizi, sevginizi taşıyamayan taşımak istemeyen birine bağlandığınız için, maviyi griye dönüştürmekte tereddüt etmeyen birine sevginizi verdiğiniz için. O mavi ki; birbirine akanların rengiydi, griyse birbirini çöpe atanların; içiniz yandı elbet sevginiz eskitilince. Oysa sadece, sevmesini istemiştiniz; bir çocuk gibi sizinle ilgilenmesini sizin için endişelenmesini merak etmesini koruyup kollamasını istemiştiniz başka hiçbir şey beklemeden ama çocuklar da kalırmış yarı yolda, öğrendiniz büyümeden. Zorla güzellik olmaz diyen siz değil miydiniz, olmayınca olmuyor işte, olmadı, olamadı…

Ta başından biliyordunuz aslında kimsesiz bir sevgiydi sevginiz; boşunaydı “olsun varsın” larınızı çoğaltmanız ama çok sevmiştiniz çook…Bütün keşke’leri, meğer’leri eğer’leri bütün boşver gitsin’ leri silmiştiniz sözlüğünüzden ve binlerce kez vazgeçmek istemiştiniz sevdiğinizden; zira sevmek, vazgeç(ebil) mekti bazen.

Kendinizi bir tek O’nunla iyi hissettiğiniz, kimseye anlatmadıklarınızı anlatamadıklarınızı O’nunla paylaştığınız, korkularınızı çekincelerinizi saklamadığınız, O’na karşı hiç kimseye olmadığınız kadar açık yalın ve çıplak olduğunuz halde, işte o noktadasınız yeniden; yine size düştü işin zor kısmı hiç istemeden. Yine O’nun istediği olsun diye, sevginizle boğulmasın, kendini özgür hissetsin diye, hayatta en nefret ettiğiniz; bir şeyleri savunmak ya da sevginizi kanıtlamak durumunda kalmamak adına, kendinizi O’nun yerine koyup duygularını, ruh halini anlamaya çalıştığınız ve sizin bile şaşırdığınız bir özveri ve dayanma gücüyle ama müthiş acı çekerek sırlarına ortak olduğunuz o en çok sevdiğinizden vazgeçmek durumundasınız işte son kertede. İçindekilerini, sizi kırmadığını incitmediğini düşünerek ve aslında hiç olmadığı kadar dürüstçe dile getirdiğinde, – en çok da burada acır içiniz - sizi asla, sizin O’ nu sevdiğiniz gibi sevmediği sevemeyeceği gerçeği bir kez daha vurmuştur yüzünüze; hep bilip ama asla kabullenemediğiniz en acı haliyle…Ne garip, O sizi iyi niyetli bir temenniyle kaybetmek iste-mez-ken ama bunun için yapabileceklerini esirgerken, siz O’ nu hiç kaybetmek istemi-yor-dunuz ve bunun için ağır bir adanmışlık haliyle paspasında uyumayı göze almıştınız. Heyhat; beceremeyip yetersiz kaldınız ve baş döndürücü bir hızla sizi tüketmesine izin verdiniz göz göre göre. Bu yüzden sevmedi sevemedi sizi belki de…Kul köle olma halinize karşın, O’nu esir alma ölçüsüzlüğünde olmadığınız için kaybettiniz O’ nu belki de, hem de kaç kere. Oysa çok yorulmuştunuz yorgun düşmüştünüz siz, birbirini esir alıp hırpalayan, birbirini tüketen pamuk ipliğiyle dokunmuş sevmelerden ve yalnızlığa yenik düşen vazgeçmelerden; sadece biraz uyumak istiyordunuz, serin olduğunu bildiğiniz gölgesinde su içip ellerinden…Hıh, bırakın ellerinden su içip gölgesinde uyumayı, siz çoktan yitirmiştiniz aslında; kıyısında bile durma hakkını …

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

Elinde diken izi
gözünde göz izi varken
ne fayda gelir
alıp başını gitmelerden
zira nereye gitsen
ayrı bir gökyüzü

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

Yeşildi

dağların eteklerine yayılan umut
rüzgara verip kokusunu
avuçlayıp buğusunu
yüzümüzü yalayan

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

yorgunluğumu alır terimi soğutur umuduyla
sığınmıştım gölgesine gövdenin
sanmıştım ki;
ezgisi kırık ninniler eşliğinde de olsa
deliksiz uykulara dalacağım kovuğunda
sanmıştım ki;

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

dün akşamdı
rakıyla balık
bir de -kokar mı demeyin-
roka kokuyordu kordon
ve bir tahta bankta
çimleri seviniz yazıyordu

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

her seferinde ıskalasa da
aklı avında kalan
avcılarınkine benzer
hedefi şaşırınca
göz izi boşlukta sallanan
eli boş yürekler

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

dayan yüreğim
aşkla sebatla dayan diren geceye
birazdan şafak söker
körpe bir gülüş düşer sızlayan dişlerine
sen bile inanamazsın
artık arsız türküler söyleyeceğine

Devamını Oku
Nazlıhan Hasköylü

22 Ocak - 13 Şubat 2007 tarihleri arasında Kanal D Ana Haber Bültenlerinde Mehmet Ali Birand’ ı izlerken bulduğum yanlışlar aşağıdadır:

1) Mehmet Ali Birand’ ın her akşam yaptığı bir hata: Şimdiki zaman kipine ait, “-iyor” ve gelecek zaman kipine ait, “-ecek, -acak” eklerini İstanbul Türkçesiyle okumayarak, sanki izleyicilerle sohbet ediyormuş havası vermesi…
örnek: diyo, yapıyo,koşuyo,geliyo,vuruyo…
geççez, gitçez…

Devamını Oku