Ağzımda buruk bir tat.
Gözlerim daha yorgun...
Önümde gelincik tarlaları..
Yürüsem düşecekmişim ,
Koşsam kaybolacak gibiyim.
Elimden tutan deniz gözlü bir kız çocuğu.
Teninden öperim sevgilim,
Bana bakmayı sevdiren gözlerinden.
Selam değil de kokunu gönder olur mu?
Hasretin kalemime sarıldı bu ara...
Seni yazıyor, seni seviyorum hep.
Beni sorarsan iyi değilim pek.
Buz gibi bir bahar günüsün,
Canım karın içine batmış gibi sızlıyor.
Tüm mesafeye rağmen yanıbaşımdaydın oysa.
Şimdi yüreğim de göremiyor seni.
Neredesin sevgilim?
Üşüyor musun sen de benim gibi?
Ölümcül bir yalnızlık.
Soframda bir bardak zehir, bir tabak zemberek.
Sağ elim sol elime bile tahammül edemiyor.
Tutulmak için hamle bile yapmıyor.
Kan kusuyorsam, şerbetle falan alakası yok.
Yalnızlıktan ölmemiş kimse, kabul.
Sevda denince aklına iki yudum rakı gelen bir insan benim.
Unutur içerim,
Sevdalanır içerim,
Içince sevdalanırım.
Sevda rakının beyazından geçer.
Beyaz umuttur, beyaz temizdir.
Saat gecenin üçü.
Aklımda bir deli rüzgar.
Esmer bir adam yürüyor caddemin tam ortasında.
O yürüdükçe bir bir aydınlanıyor sokaklarım.
Yıldızlar yağıyor gökten.
Tutuyorum elini, tüm şemsiyeleri çöpe atıyorum.
Karıştı yine toz dumana,
Kalbim aklıma, sap samana.
Herkes aynı mı sahi ?
Ya da birileri sahi mi yani?
Bildiğim bilmediğimle savaşta,
Yangınım külümle,
Bak gökyüzünde bulutlara.
Her birini toplayıp sepete attım.
Yağmur gizlemişler de kalplerine,
Yağamamışlar benim gibi.
Sahte bir yıldız düştü avucuma dün gece.
Üstelik parlaktı da.
Sanma ben baharım.
Ayazın tam ortasıyım.
Sevmez misin yine de?
Öyle olsun.
Sevme de.
Gelirsem sana doğru,
Kalın bir ağaç dalı..
Sararmış solmuş bir çınar yaprağı..
Rüzgar diyemem tam olarak.
Fırtınadan daha berbat kasırgadan biraz hafif.
Yıllanmış, umursanmamış kocaman bir nasır.
Acısı unutulmuş derin bir kesik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!