Gel,
Yalnızlığımın azâmeti kalksın omuzlarımdan.
Bir akşamüstü gel.
Kimseler kalmasın Ankara sokakların da.
Güneş bir başka ülkeye kaçarken,
Yıldızlar gecenin kucagin da uyurken gel.
Sen gelirsin diye ,
Tebessümler biriktirdim,gülen çocukların gözlerinden...
Yağmular da yürüdüm...
Gök ağladı ben sustum...
Damla damla şiirler döküldü yüzüme
Arındı öfkelerim Rahmete râm oldum...
Gecenin beş'i...
Hasretin bilmem kaçı,
Yoğrulup hayatın fırtınasın da
Beklemek muamma kaderi...
Bir bilinmezin haşin dalgalarında
Gebelleşen ruhum.
Ağlamak derinliği değilmiydi yaşamın
Gülerek doğan kaç bebek gördün Yusuf
Acılar dünya dilidir
Kelimeler çöplüğü değil mi hislerin .
Harfler Kaç duyguyu ifade edebilir sen söyle.
Unutulmuş diller var Yusuf ...
Ben seni bir yüceligin için de buldum.
kaybettim dediğim yer de,
zaferdin sen .
Bir seyyah gibi ordan oraya göçen
Ruhumun yurdu oldun...
Bana varolmayı öğreten kalbini.
Zaman acımasız bir cellatdır
Gülleri öldürür sinsice zemheri..
Yaprakların benzini sarartan bir sonbahar hikayesi gibisin sevdiğim ..
Vaktin den sonra gelen bir armağan gibi
Sana yazdığım her mektup.
Zaman acımasız bir cellatdır
Gülleri öldürür sinsice zemheri..
Yaprakların benzini sarartan bir sonbahar hikayesi gibisin sevdiğim ..
Vaktin den sonra gelen bir armağan gibi
Sana yazdığım her mektup.
Kar yağıyor,
Zemherinin ayazından beter
Soğumak toprak gözlerinden.
Gözlerin ki bir Zerdüşt ateşiydi bir zaman.
Üşüyorum bak
Üşüyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!