her gece
uzun bir nöbet bana
her nöbet
ölümü hatırlatır cana
her hatıra
kahırlı bir şiir
ey çanı
çanakkalede
çaldırmayan can...
bak senin yüreğinde yankılanıyor ezan
conkbayırında tarihi kanlarıyla yazan
mehmetçik oldukça
yollar taş
kaldırımlar taş
binalar taş
gözler taş
bakışlar taş
insanlar taş
önünde bekle vapurların
ilk gelen martıya bir parça simit at
Gör bak diğerleri nasıl geliyor rüzgara inat
Şimdi beyazlar martı kırmızılar karanfil
Burgazada kahverengi, Kızkulesi fener
Tüm rüzgarlar atkı soğuklar tek eldiven
Üsküdar kor içimde Salacak hep keder
Hani gideceksen artık gelme diyordun
Nasıl gelirsen ne olur arama oldu kader
bulmasaydı uzun mehmet taşkömürünü
yakmasaydı da görmeseydi
yani taşkömürü icat olmasaydı
kurtulur muydu recep ateşçilikten
kurtulmazdı tabii...
Kar mı dağını özler dağ mı karını
Hasretin olur mu bugünü yarını
Kim demiş aşk birgün biter diye
Gönül severse terkeder diyarını
gündüzüm karanlığın yabancısı
gecem sensizliğin hancısı
boğazımda sessizliğin sancısı
yutkunuyorum
ağlayasım geliyor
geliyor da
mevsim yazlanır
doğan nazlanır
hasta sızlanır
kuşlar palazlanır
mevsim kışlanır
Hos bir dize okudum kutlarim Dostum guzellikler sizinle olsun saygilar *** TAM PUAN ***