Yollarda amaçsız yürüyorum.
Kaldırımlar boş, sokaklar sessiz.
Yapraklar kurumuş dağılmış yerlere.
Onlar da benim gibi kimsesiz.
Uzak yıldızlara bakıyorum.
Taze baharım olsan.
Açsan bir çiçek gibi.
Koklasam doya doya.
Saçlarının her telini.
Bir gülüşün can verdi.
Kelimeler yetersiz seni anlatmaya.
Sayfalarca anlatılsan da,
Eşin benzerin yok bu dünyada.
Sana aşık olan, dayanamaz ayrılığına.
Yedi tepe üzerine kurmuşlar seni.
Beyoğlu’ndan inerken aşağıya.
Galata Kulesi hemen çıkar karşına.
Büyüler seni bütün ihtişamıyla.
Dili olsa kimbilir ne anlatır sana.
Sanırsın yaşlı kule yorgundur.
Aklıma sen gelince,
Nedense hamsi, çay, fındık gelir önce.
Yüksek yaylalarına çıkmadan,
Mümkün değil, Karadeniz’i anlaman.
Yeşilin her tonu, senin içinde.
Yolda yürürken,
Hep adımlarıma bakarım,
Sana zarar vermekten,
Her zaman sakınırım.
Gece gündüz demeden,
Bir kibrit çöpü kadar,
Değerim yoksa gözünde,
İşte o zaman gözyaşlarım akar,
Ağlarım şu halime.
Belki kalbinde bana bir yer yok,
Merhaba, deli yüreğimin sultanı.
Kır çiçeğim, hayatımın ilkbaharı.
Sensiz yaşamak çok acı.
Artık hiçbir şeyin tadı kalmadı.
Sensiz yaşamaya alışamadım bu hayatı.
Bugün sonbaharın son günü.
Biraz önce bitti romanım.
Doğmayan güneşli günlere,
Dönüyorum soğuk gecelere.
Burada kara kış sert geçer.
Bahar geldi kırlara,
İçimde güller açıyor,
Selam olsun sevdama,
Yârim gün sayıyor.
Gül döktüm yoluna,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!