Siyah hep kötü bilinir.
Sanırsın acıyı hissettirir.
Ölümü, matemi anımsatır.
Sanki insanın içini karartır.
Beyaz hep iyi bilinir.
Tüm dünyanın ağır yükünü.
Sanki küçük omuzların yüklenir.
Her önüne gelen seni hor görür.
Çünkü sen sokak çocuğusun.
Bazen çöpte bulduğunu alırsın.
Mevsimler çok çabuk geçti.
Doyasıya bir bahar yaşayamadım.
Yaşadığım tüm baharlar,
Tozlu albümde unutulmuş,
Renksiz birer resim gibiydi.
Koca bir ömür böyle tükendi.
Sana son kez yazıyorum.
Haykırarak söylüyorum.
Artık geriye dönüşüm yok.
Seni terk ediyorum.
İşte bu son mektubum.
Ah Süreyya ah, bu genç yaşında.
Gül gibi soldun baharında.
İki öksüz kaldı arkanda.
Yüreğimizi dağlayıp gittin Süreyya.
Gün yüzü görmedin bu dünyada.
Saçlarına yağmur olup yağsam.
Saatlerce bıkmadan koklasam.
Seni hasretle kucaklasam.
Kollarımın arasına alıp sıkıca sarılsam.
Belki özlemim tamamen biter.
Hüzünlü bir şiir yazıyorum,
Yüreğim konuşmaz tek kelime,
Demir zincire vurulmuş ellerimle,
Satırları dizdim sevdalı yüreğime,
Bir sevda rüzgârı eser içimde,
Kirli aşkların,
Salgın bir hastalık gibi,
Her yana yayıldığı bu dünyada,
Karanlıktan aydınlığa,
Ellerimi uzatıyorum sana.
Kirlenmemiş, masum duygularımla,
Yağmurun suyu ile yıkayın beni.
Rahmet yağar üzerime belki,
Güneş toprağımın üzerine doğar.
Belki baş ucumda bir çiçek açar.
Uzun, yalnız geceler,
Yalnızlık kaderimse çekerim.
Zaten onunla yıllardır beraberim.
Zararı yok, kime sitem edeyim?
Ne o beni, ne de ben onu terk ederim.
Varsın karanlık gecelerim saklasın bedenimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!