Eylül çabuk geldi bu sene.
Yazdan kalma sıcak bir gün var.
Akşam güneşi yüzüme vuruyor.
Yerlerde hüzünlü yapraklar,
Yine zamansız geldi sonbahar.
Bir gün beni hatırlarsan,
Gözlerin boşluğa daldığında,
Gökten bir yıldız kayarsa,
Bil ki karanlık bir kuyuya düştüm.
Gün yüzüne çıkamıyorum.
Bir kez ellerini uzatsan bana.
Sıkıca sarılsan kollarınla.
Koklasam, dokunsam o ipek saçlarına. Mutluluktan sarhoş olabilirim.
Öylece kalmaya razıyım dakikalarca.
El ele dolaşsak yağmur altında.
Taze bahar kokuları alıyorum.
Kır çiçekleri açmış dağlarında.
Yasemin, zambak, papatya.
Bütün güzellikler hepsi bir arada.
Hüzünlü bir bayram yaşıyorum.
Ben hüzünlü sonbahar,
Sen yaz gibi güzelsin.
Sana bakmaya kıyamam.
Sen hayat veren güneşsin.
Bir türküsün dilimde,
Sen yoksan, hasretin beni yakar.
İçimi hüzün kaplar.
Aşkım beni bir alev gibi sarar.
Yüreğimi kül edip yakar.
Sen yoksan, yalnızlık yüreğimi dağlar.
Yalnızlık acıdır, hasretimden yanarım.
Kimse yok ki derdimi anlatayım.
Bir tek sessiz kaldırımlar var arkadaşım.
Derdimi başka kime yanayım.
Gecenin karanlığı gizler gözyaşlarımı,
Özlemle toprağıma kavuşmayı bekleyen,
Küçük bir yağmur damlasıyım ben.
Toprağa hayat veren,
Sevdalı bir yağmur damlasıyım ben.
Özlemle denizime kavuşmayı bekleyen,
Sana ilk yazdığım günü,
Hatırlıyor musun?
Sıcak bir temmuz akşamıydı.
Yazıp yazmamak arasında,
Gidip gelmiştim.
Sen gözyaşı döktüğüme bakma!
Zayıf olduğumu mu sanıyorsun?
Her zaman olduğu gibi,
Yine çok yanılıyorsun.
Sadece biraz hüzünlendim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!