Şuncağız bir dere
Belli değil, suyun nereden geldiği
Kar suyudur desem, gün bahar sonu
Bahardandır desem, kaç gündür yağmur yok
Gözyaşların kalıyor geriye
Görünürde, gözlerin yok..
Şaşırmıyor değilim, zaman zaman
O kimdi?.. Ya diğeri.. diğerleri?
Yanıltıyor insanı, geçmişten kaçmak
Ve şüpheyle durmak, gelecek kapısında..
Hayallerim, Hasankeyf Harabeleri gözönümde
Akşam külrengi eteğiyle çöküyor
Yollar ışık seli
İnsanlar evlerine dönüyor...
Gökyüzünde kuş sürüleri
Kanatları bilinmezliğe alkış tufanı
Yuvalarına dönüyorlar
Bırakalım Hoca Nasrettin kırpsın eski ayları
Usta terzilere bırakalım
Ters yüz etmeyi solgun giysileri
Cep yerlerine yeni yıldızlar...
Biz, eskicilere bırakmışız yıpranmış aşkı
Sıkılmıştı
Buzul tepelerin yalnızlığından
Eskimo kırlangıç
Geldi ve gitti bahar bahçelerime
Eskim-o, kırlangıç
Yenim kanarya..
Kaçış yolun batı
Senli anılar, geride eşkıya yağması
Küçük tepeler, küçük heyecan
Ve boşuna adrenalin israfı
Rest....
Büyük aşklar, büyük tepelerde
Bu şehir, ayak bileklerine takılı paslı halhal
Ardından sürükleniyor, sen dalgın yürüdükçe
Geride bıraktığın gri boyalar, solgun bir tuval
Boş yollarda aynı şekil, izdüşümü ince ökçe..
Benim, olduğu yerde çakılı o tanıdık forsa
GECENİN ADI KARANLIK…
Arnavut kaldırımlı sokaklarda
Sırp işkencesi gibi sensiz yürümek
Salaş, kabus evlerin önünde
Adım mı atıyorum yoksa
Bana çocukluğunu anlat
Haydi, anlat bana çocukluğunu
Hatta genç kızlığını bile
En sevdiğin şey olmalı
O minik ağzından çıkan ilk kelime
Hatırlayabildin mi
Üzülme !
İkiye bölüp “Tuz Gölü”nü
Yüreklerimize bastırdım “Hoşça kal”larda…
Saatler dev adımlı,günler cüce
Hoş çakal, kurtta da yok İstanbul yollarında
Dönüyorum..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!