Su gibi aktın göz çukurlarımda
Hüznümde yakaladım seni
Gözün gözüme değer gibi her saat seninle
Göster yüzünü ben geldim
Kendimden değil
Senden konuşmaya geldim
Ben hep buradayım
Saçlarımın tutuştuğu yerde
Ruhumun gündüz kılığında
Ansızın kapımın çalınmasını düşlerim
Ansızın çıkagelmeni
Bırakıp martıları benimle eyleşmeni
Dün sen uyurken seni seyrettim
Duru bir su akıyordu yatağında
Üşüyüp de hasta olursun diye korktum
Ama kıyamadım uyandırmaya
O kadar gündüzdün ki
Ben hep seni düşündüm
Uykumun arasında o güzel yüzün
Beni benle sınayan suskunluğun
Karşıma geçip
Kahkahalar atan saçların
İçinde gökkuşağını saklayan ayakların
Dokunduğu ölüme can veren ellerin
Beni kimselere gösterme
Her gece üstüme bir bulut çiz
Gözyaşlarımı sil
Önüme bir tas sevgi koy
Düşlerime dokun gülümseyerek
Ecel gibi peşimde ya da melek gibi kalbimde ol
Biliyorum
Gideceksin
Karanlık yıldızlara gömeceksin
Aynı denizlerde paylaştığımız yalnızlığımızı
biriktirdiğimiz hayalleri
yaşadığımız kabusları
Bir gece vuracak aksın
Tanıştığımız ilk gününe ay kızıllığının
Kapının tokmağında elimin izini arayacaksın
Yüzüme çizdiğin onca enkazı
Benimle eskitmek isteyeceksin çizgilerini alnının
Güneş donmuş olacak belki yüzünde
Seni gördüğüm peçesiz vakitlerinde
Sabahın dibinde güneşi görünce
Açan papatyalar gelir aklıma
Tanrım derim
Ağzından fışkıran ipek kanatlı kutsal çiçeği
Bana bahşettiğin için teşekkür ederim
Hiç bugün ki gibi delice yaşamadım seni
Bu kadar çok seni seviyorum demedim hiç
Bugün ki gibi uzun uzun sevişmedim ellerinle
Sevmedim dudaklarını
Gecenin puslu lacivert koyuluğunda
Hiç bu kadar tenimden ayrı düşmedim
Bugün sarhoşum üstelik kavgalıyım
Düzensiz ürüyen gövdemin fokurtusuyla
Bir köşede
Kabuk bağladım aşkın alacasıyla
Gecelerin gülen yüzünde direnirken yanıtsız gizemine
Vuruldum yokluğunla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!