Vakti gelince
Ürkek adımlarla bir sezgi
Döner yüzünü
Avuçlarımda nasır tutmuş geceye
Çekip gider günyüzü
Issız tapınağımda melekler
Tüyü bitmemiş çocukların gözyaşları konuldu tüm hayallerime
Ardından sıkı kurallarla titreyen yıllar
Kurşun döküldü çocukken başıma
Bol sevdalı bir hüzün sokaklarıma uğramadı hiç
Kendimi gördüm aynalarda parçalanmış ruhum
Tenim yeni yetme sevişmelerde
Sessizlik içinde bekliyorum
Dudaklarının açılışını
Sevginin özgürlüğünü takarak diline
Yakındır
Bir gün bilemedin iki gün
Ve o zaman güneş tükenene dek
Yamacına sokularak
Şöyle bir öpsem telaşsız
Durup bakarak yanan dünyanın kahkasında
Hıçkıra hıçkıra gülüp kapansam
Genç kız suretinin göğüs kafesine
Keman yayına gerilsek seninle
İçimde bütün şehir tenha
Karanlığın tam orta yerindeyim
Bir köşe başında buruşmuş ruhumun
Boğuk ve hırıltılı yankısında
Seni yaşatmak için
Nefesimi tutuyorum
Ayrılığımızın ilk günü
Ancak kuşlara anlatabilirim kekelemeden
Ağlayışla keder içinde
Kasırgaların göğsünde uyuyabilirim bu gece
Harcanmış özgürlüğümün ağıtına
Kulaklarımı tıkayıp
Kurşun gibi geçiyor saçlarından gökkuşağı
Yedi iklim renginde
Bir tutam büyüsünde telinin
Sesim kısılıyor haykıramıyorum
Soluksuz savruluyorum saçının değdiği düşe
Haberim alıyor tanrılar
Sevdamın küçücük elleri vardı
Ayazlı gecelere dokunur
Üşümüş yalnızlıkları çağırırdı kahkahaya
Uykuma ihanet ederdi her gece
Titreyerek uyandırırdı beni
Sevdamın kocaman gözleri vardı
Bir gün avuçlarında kalan acının
Küllerini savuracaksın sonsuzluğa
Ve hep geri dönmesin isteyeceksin
Yine de
Her rüzgar estiğinde
Sonsuzluktan bir acı değecek ellerine
Tufanında kalsam da ifrit yaşamın
Gök gürültüsüyle ezgilerim kaderi
Gelirim sana
Fethetmek için çiçeklerin yeşerdiği yüzünde
Bir damla tebessümü
Gelecek günlerimin hayalini yakalasa da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!