Ne ile uğraşıyoruz dostlar
Zamansız gün batımları
Yüreğimizi boşaltıyor
Her yerde çatlayan ses
Her yerde kaybolan gelecek
Bir milat gibi düştü zamana
İklimlerin tenha kalabalığı
Gözlerim
Altındaki derin çizgilerle buluştu
Ve ben oldum
İlk terk eden illet yalnızlığı
Sonsuzlukla kardeştir
Bizim yaşam anlayışımız
Sanki, yaşamadan anlaşılan
“Geçici bir ağıtla noktalanan
Bir ömür çağı”
Lakin buna yaşamak denmez ki
Yalnızlığın umarsız çığlığı bu
Bir şeyler mırıldanıyor
Kalbindeki bu hırs
Avuçlarındaki öfkeyle birleşmiş
Kocaman bir çaresizlik
Bütün çırpınışları
O gözlere sor
Peşlerinde gezinen sülüklerin
Nasıl bir süprüntü yığını olduklarını
O suskun, o biçare, o masum gözler
İnanın ilk değilsiniz
Günlük ezgilerin gölgesinde
Kayıtsız edasıyla işliyor zaman
Saatler işin raconu
Uzağım değişen birçok şeye
Alışmak belki zor
Bakışın bir ok gibi saplanıyor kalbime
Bakma istemiyorum yaşamaktan bıkmışım
Zaten hayalimdesin görünme hiç gözüme
Kaderime küserek ben çoktan yıkılmışım
Ne istiyorsun sen benim gibi birinden
Bir sevda yükseliyor
Yağmaya hazır
Bir ömür atlasında
Hayatın en kendisi
Bir duygu depreşiyor
İkinci bir ay doğdu gökyüzünden
İnanamadı gözler gördüklerine
Kimisi donup kaldı
Sıfırlandı tüm bildikleri
Kimisi kapandı secdeye
“Kıyamet saatidir” diye
Korktum
Rüyamda bile verilen
Ölüm kararımdan korktum
Ölmek
Zor bir hadise
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!