Uzak bir gece üşür dudağındaki uçukta
Elinin tozlarını ayır benim için
Yaz yağmuru bir ömürde karşılanır
Rüyalarına sarılıp yatan bir kızdın o zaman
Sokakta eski bir şalvarlı Antalya yağmuru
Bir sonbahar, solgunluğuyla yolcu
Düşmüyorum yollara şarkı yoksa yanımda
Nasıl unutulur bizim bol giysili kırlarımız
Yolları açık mı önümüzde gökyüzünün
Ekmeğin ve taşın kokusu buluşuyor
Dargın uçuyor ipine ah, esrik bir uçurtma
Tüylü meyveler gezdir tüylü yerlerinde
Bir sonbahar eklesen gözlerine
Kıyılar örtünür, solgun giysili aşklar üşür
İnce elim geceleri bir serüvene bulaşır
Ne sevinçlerin kıyısı ne de şalvarlı rüyalar
Ah, güzel annem, kınalı annem
Kırlardan yayla yollarından laf açalım
Dereleri kilime sar, emzir
Avlunun ellerine bereket aşıla
Ben, eli sapanlı kahramanın
Uzun boyludur sonbahar, incedir
Duygusundan yaşlanırım güzelim dağların
Bir salkım üzümle eksilir sonbahar
Sen yollarda göğsünün ışığını açarsın
Sevincini hüznünü bir kuşla hesapla
Gülücüklerini sürün de gel yüzüne
Kırlara dokun, el sallayan taze kırlara
Senden bir şey istesem güzel kız
Yağmurun solgunluğu derede boyutlanır
Annenin ise çocukta
Elimin uzağında poyraz armudu, yorgun sonbahar
Kırlar deyince, alıç ağaçları, ahlâtlar
Kolları su gibi tarla ağaçları
İnce patikalardan o gökyüzü
Ömürden koparılır kederli öyküler
Yara bere kuşanmış bir şiir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!