Mürsel Münevveroğlu Şiirleri - Şair Mürs ...

0

TAKİPÇİ

Mürsel Münevveroğlu

Her namaz öncesinde okunan ezan-ı Muhammed’i de, tekrar tekrar dinlediğimiz, her bayram namazında dokuz defa çoşkuyla dile getirdiğimiz.. bir yönü ile biz insanların, Kainat’ın içinde ne kadar küçük ve aciz olduğumuzu hatırlatan.. diğer yönü ile de, insanı Dünya’da Yaratan’ın adına Halifelik makamı ile serfiraz kılan Allah’ın sıfatı olan.. “TEK-BİR” yani; TEK ve BİR’dir Özetle, Allah (C.C.) ın varlığını ve büyüklüğü; bir başka ifade ile anlatan, “ALLAH’U EKBER” dir. Ne mutlu, bu iki kelimeye sahip olana.. bu iki kelimeden beslenip, bu iki kelimeyi kendine ebedi rehber, bir pusula ve her daim vird yapana! ..

T E K - B İ R

surprizsite.com**SON ŞİİRLER**ŞİİR NO: 19 **29- ARALIK- 2011

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

S i s i! . .

Son zamanda kapladı, Mısır’ın üstünü firavunun lânetli sisi,
Zaten; toprağı çöldür, havası sıcak, deltasını kaplar NİL’in sisi;
Azgınlığın zirvesinde olsa da, her firavunun, bir MUSA’sı olur,
Müslüman kanı dökmekte önde gider, “sözde, sıradan erkek bir sisi! ..”

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Her şey bozulduğu gibi bazı din adamlarının da bozulduğu gibime geliyor. Ne dersiniz siz de benim ile ayni fikirde misiniz?

ŞOVMEN DİN ADAMLARI

ŞİİR NO: 72 01-11-2014

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

“YAPILIR” kelimesini; duyup veya okuduğunuzda, anlam itibariyle, akla hemen; bir iş,bir oluş veya bir fiil gelir. Bu işlem; Rahmani ve şeytani olarak, iki şekilde tecelli eder.
İnsanın yaratılışının gayesinin altında ise her türlü zorluğa rağmen, münkün mertebe; yapılan fiilin, Rahmani olması istenir ve
bu uğurda da çok büyük gayret sarfedilir. Ancak, çoğu sefer de ne yazık ki; şeytani işler ve fiiller yapılarak.. Allah’ın (C.C.) emirlerine karşı gelinerek.. suç işlenip, günaha girilir…
Aşağıdaki şiir de ise, bu “yapılır” fiiline, birkaç misal verilerek; önemle yapılması gereken, fiillere ve işlere, dikkat çekilmiştir. Sizler, bu hususta ne der ve ne düşünürsünüz? .. Siz de bana katılır, bu fiilleri ve işleri.. yapar mısınız? Yoksa, kendinize; kendi varyantlarınızı çizerek, farklı yollara mı saparsınız?

Y A P I L I R ! ..

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

İslâm şeriati içinde, bir çok kutsal günler vardır. Bayramlar da, bunlardan biridir. Muhammedi’lerde ve de Türk’ler de ise; bayramın yalnız adı değil, kutlanışı bile, diğer din ve milletlerin bayramlarından çok farklı, çok daha edepli ve çok daha vakârlıdır.
Bilhassa; BAYRAMI bir gün önceden karşılamak için bile, ayrı bir heyacan ve ruhen arınmanın zirveleri yaşanır! .. Bayramın gecesi ise; tam bir metafizik gerilim terennüm edilir ve ilave ibadetler, hayır ve hasenetler yapılır, en mühimi de uyku uyumadan sabahlanmaya çalışılır...
Şafak vakti; metafizik gerilim zirve yapar ve apayrı duygular yaşanır, apayrı ruhani zevkler Arş’a yelken açar! ..(ekbette ki; bunu kalbiyle, vicdanıyla, aklıyla ve mantığıyla, gönlü ve duygularıyle.. yaşayanlar için.)
Sabah namazından sonra ise; diğer günlerden ayrı bir sabah, her yönü ile kendini hissetirir. Bu; tam tarif edilemeyen ve algısı, terennümü, yaşayışı.. çok farklı, metafizik gerilimi yüksek bir sabah’tır. “BAYRAM günlerindeki, o “BAYRAMA ÇOK ÖZEL SABAH’ların! ..”
Hiç unutulmaz, “bayram günlerine rastlayan bu mübarek sabahlar! .. ” Her sabah’tan, çok farklı bir sabahtır; şu bayram günlerindeki sabahlar! .. Ve bir de; yılbaşı gecesi ile çakışan, “BAYRAM’daki O, SABAH” var ya! .. O sabah! .. İşte, insanı ah-vah ettiren o sabah! .. O, belki bir ömür boyunca; ancak, bir defacık yaşanan o sabah! ...
İşte, o yılbaşı gecesinin sabahı! .. Bilene, ne büyük bir yol ayrımını.. ve ne büyük bir seçimdi, O, BAYRAM’daki SABAH.. Beni, defalarca bütün zerrelerice; ahhhh ettiren, o sabah!

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Büyüklerimiz; “cüsseleri büyük oldukları için mi? ” büyük söz söylemişlerdir. Yoksa! “Büyük söz söyleyenler mi, büyürler? ” ve büyük olurlar!
Büyüklük, kişiye göre değişen “göreceli” bir kavramdır. Göreceli olmayan yanı ise, “büyük sözler veya büyüklerin sözleri” ki; bunlara “ATA SÖZLERİ” denir, gerçekten büyük mânâlar taşırlar.
Bu sözleri; iyi dinleyen, iyi öğrenen, iyi anlayan ve hayat boyu yerinde ve doğru uygalayanlar.. birçok avantajlar sağlayarak, kısa bir zamanda; çok uzun zamanda kazanamayacağı birçok basamağı hızlı tırmanıp, bir çok makamlar, dereceler, imkânlar, mesafeler.. kazanırlar...
İşte, bu büyük sözlerden şiirleştirdiğim bir demeti, sizlerin istifadelerinize sunuyorum... Büyüklerin sözleri ve sözlerin büyükleri...(surprizsite.com / Şiir Romanı Kitabı’ından)

B Ü Y Ü K L E R İ N S Ö Z L E R İ! .. – 1

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Ş U A N A D O L U D A

Her şafağın sökümünde, güneş doğunca,
Kanlarımızı kaynatan şavkı vurunca,
Kör karanlıkları, bir nur seli boğunca..
Isı ile ışık sunar, her kurda ve kuşa,

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Gerek Dünya’nın ve gerekse insanın bedeninin, yüzde yetmişinden fazlasını “SU” teşkil eder. Bilimsel tesbitlere göre, ilk canlı hayat ve ilk hücreler; SU’dan başlamış, su ile hayat bulmuş, su ile beslenmiş ve su ile sevişmiş.. o günden beri de, bu ilâhi AŞK devam etmektedir…
Kar, suyun soğuktan dolayı büründüğü ilk ve en yumuşak katı şekli olup; sıfır dereceden daha aşağı soğuklarda, ortaya çıkar. Rüzgarla savrularak tipiye, çok fazla soğuklarda ise en sert şeklini alıp, kristal buz haline döner… Yani suyun, çok soğuktan; kendisini bir çeşit koruma mekanizmasına da, buz denir.
Göze gelince; Allah (C.C.) ın, SEMİ İSMİ ŞERİFİNİN VE SIFATININ, canlı mahlûkattaki bir izdüşümü ve sembolik tecellisidir. Canlılar göz ile bakar, göz ile görerek ihtiyaçlarını giderirler. İnsanların ise, büyük bir kısmı; gözlerini sadece içgüdüsel olarak "BAKMAK"ta kullanıp, sadece aval-aval bakarlar. Küçük bir kısmı ise, gözleriyle hem bakar ve hem de, basiretini de devreye sokarak; ayet-i kerimelerin emri gereği, "kendini, çevresini ve Kâinat’ı" temaşa etmek için kullanır.. Kâinatı, mahlûkatı ve kendi kendilerini, bekma değil “GÖRME İŞLEMİNİ” yerine getirirler. Göz; fiziksel olarak bir organ ve enerji değeri itibariyle ise; bir “NUR”dur. (Nur; ibadet sırasında da çıkardığımız, pozitif bir çeşit enerjidir.) Aşağıda ise, yukarıda sayıp sıraladığımız; SU, KAR VE GÖZ”ün bir dansını, bir kombinasyonunu ve bir halitasını; bir şiir formu içinde sunmaya çalıştım. Siz de, bana katılır ve benim ile beraber, biraz tefekkür edip, biraz felsefe yapmaya ve su, kar ve göze bir de bu açıdan bakmaya ne dersiniz?
Haydi rastgele…

S U K A R V E G Ö Z

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Bu şiirin başlığına, “Türk denilince, aklınıza ne gelir? ” sorusu ile başlıyorum ve önce bu konudaki kendi bilgi birikimimden kısa bir özet sunuyorum.
1) AYET-İ KERİME’LERDE TÜRK’LER: "-Ey iman edenler! Aranızdan kim dininden dönerse (şunu) bilsin: Allah onun yerine öyle bir millet getirecek ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Mü'minlere karşı mütevazi, kâfirlere karşı ise (fevkalade) onurlu ve güçlü, Allah yolunda cihad eden ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan bir millet getirecektir. Bu Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu ve nimeti geniştir, O bilendir. (Maide suresi, ayet 54)
Birçok müfessir, bu ayet-i kerimede kastedilen milletin, Abbasilerin zayıflamasından sonra öne çıkan "Türk Milleti" olduğunu ifade etmiştir. Elmalılı Hamdi YAZIR, "Hak Dini Kur'an Dili" adlı tefsirinde, bu ayeti şöyle yorumluyor. "...Bu defa Allah, Türkleri göndermiş; Araplar’ın kadrini bilemeyip, zayi ettikleri Devlet-i İslâm-ı ele alarak, İstanbul'a ve oradan Dünya’nın her tarafına yaymışlar…” Hatta, büyük alim Celal YILDIRIM ise; bir adım daha öne atarak, "Bu vazife, halen Türk Milletinin üzerindedir." diyor. (El hakk bu sözü doğrudur. Çünkü Hz. Mehdi zuhur ettikten sonra İstanbul'u kan dökmeden dua ile alarak, kendi kuracağı İslam Alemi'ne başkent yapacaktır.)
Fil Suresi'nden de anlaşılacağı gibi, Allah; (C.C.) o günün süper güçleri olan Bizans, Pers, Habeşistan.. gibi ülkelere, “Mekke, Medine, Taif gibi kutsal şehirlerin fethedilmesini mucizelerle engelliyor. Dünya yaratıldığından beri, bu 3 kutsal şehir hiçbir güç tarafından ele geçirememiştir. Tâ ki; 1070 yılında gelinip, bu kutsal topraklar Selçuklular tarafından fethedilmesine kadar. Daha sonra, 1174 Türk Eyyubi’ler devleti; 1250 yılında yine Türk Memlüklü Devleti ve 1517 yılında ise; yine Türk Osmanlı Devleti Yeryüzü yaratıldığından bu yana kutsal topraklar 4 kez ve yalnızca Türk devletleri tarafından fethediliyor.
2) HADİS-İ ŞERİFLER’DE TÜRK’LER:
A) "Kostantiniyye mutlak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan, ne güzel komutan; o asker, ne güzel askerdir." (Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi, İstanbul'un fethi sadece Türklere nasip olmuştur. Çok yakın gelecekte bu fetih, iki defa daha tekrar edecektir. Geniş bilgi için bakınız, bu site içinde Hz. Mehdi bölümü)

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Kişiden, kişiye; anlamı değişse de, herkesin ağzında ve kalbinde olan; kimini mutluluğa taşırken, kiminin tüm hayallerini yıkan.. bazan, kişiyi bir arslan gibi kükretirken, bazan da mecalsiz bırakan.. nefsi yönüyle Dünya’lı, ilâhi yönüyle de Yaratan’ın bir armağanı olan.. bir atomun, elektronu ile protonunu bir arada tutan.. sevgi enerjisini, hissedip yaşadıkça; yani“SEVDİKÇE” neler ve neler olur...
Bunun anlamını ise; ancak derece derece, yaşayanlar bilir ve ilâhi sevgiyi, ancak arayanlar bulur... Herkeste farklı çağrışımlar.. farklı yankılar ile kendini gösterir....
Ben de ise bu sevgi, şöyle dile geldi... Gönlümü, ele verdi.

S E V D İ K Ç E
.

Devamını Oku