Mürsel Münevveroğlu Şiirleri - Şair Mürs ...

0

TAKİPÇİ

Mürsel Münevveroğlu

surprizsite.com***ŞİİR NO 47 * **27-11-2012

Kur’an-ı Kerim, kulluğun değişmez yasasıdır,
İnsan Dünya’da, ilmin ve edebin kal’asıdır;
ZIT’lar alemindeki dengiyi sağlamak için,
Cin, Şeytan; insan’ın, Dünya’ daki baş belâsıdır…

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Allah, (C.C.) bütün insanları yarattıktan sonra, onların; ekmeğini- aşını, işini- eşini, üremesini –gürlemesini.. öğretip de, kendi başlarına yaşamalarına başlamadan evvel, bir de kolaylıkla yaşamaları ve gerek kendilerini, gerek kendi dışında Kâinat’ı ve gerekse de, Kendisi’nin İsim, Sıfat ve Zat’ını tanımaları ve bütün bu bilgiler arasında kolaylıkla gidip gelebilmeleri, bu bilgileri kolay öğrenip sindirebilmeleri ve hayatlatlarına kolaylıkla tatbik edebilmeleri için, DİN adı altında bir takım kurallar koymuş ve bu kurallar unutulmasın diye de, bunları belli aralıklarla tekrarını yarattığı bu kullarına şart koşmuştu. İşte insanlar, bu kurallar manzumesine DİN diyerek hayatları boyunca az veya çok tatbik edegelmişlerdir. Bu tek olan dinin de ana kuralları ayni, ancak kolaylık olması açısından belli zamanlarda uygulama (şeriat) ları değişen ve bu değişiklikleri başlatacak ve pratiğinde de örnek olacak istisna özellik taşıyan Peygamberler göndermiştir.
Bu Peygamberlerden, “Nuru ve ruhu” ilk yaratılan, Zat’ı ise en sonda gelen ve kendisinden evvel gelen bütün peygamberlerinde BAŞ’ı olan, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) İslâm dininin en son şeriatinin uygulamak için; bizimde içinde bulunduğumuz Müslüman’lara yol göstermek adına Dünya’ya teşrif etmiş, şeriaitini tanıtmış ve de bizzat kendiside bu şeriati uygulayıp, bize; Kur’an-ı Kerimi getirerek.. KİTAP, Kendisi bizzat uygulayarak..sünnet, Kur’an-ı Kerimi’de bizlerin anlayacağı şekilde açıklayarak.. Hadis-i şeriflerin kaynağı, sonuçta da; bir önder, bir örnek ve bir pusula olmuştur…
Bize verilen bu dini nimetlere, devamını sağlamak ve ölünce de Cennet denen bir aleme gitmek içinde, bir de külfet (tatbikat) mecburiyeti konmuş ve her peygamber gibi, bizim peygamberimiz de, bu tatbikatları bizlere mecbur kılmıştır. Şimdi bu lütuflara karşı, soru şu ki; kendisini Müslüman olarak kabul edenler, lütfedilen bu kuralların ne kadarını yapacağı ve yaptıklarına ne karşılık bulacağıdır.
Bir gün, Resulullah’ın (s.a.v.) in Ruhaniyeti karşına çıksa veya rüyana girse.. sana bu kurallardan ve sünnetinden.. ne kadarını yaptığını sorsa, “NE CEVAP VERECEKSİN? ” DİYE HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ? .. Düşünmedi isen, şimdi; evet şimdiden itibaren, hemen düşünmeye başlamaya ne dersin? .. Vakit çok geç olmadan ve Azrail (a.s.) yakana yapışmadan! ..

İLÂHİ

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Her şeyin bir ölçüsü-tartısı, rengi-ahengi, değeri-mihengi.. olduğu gibi, vaktimizin akışının da; bir ölçüsü ve tartısı, bir hesabı ve kitabı.. vardır. Bütün bunların hesabını ve kitabını, akışını ve kaydını.. tutan, (mekanik veya elektronik) bir saatle, bir de; bu akışı bir deftere kaydeden ve adına “kiramen kâtibi” denen kişiye özel melekleri vardır. İnsanlara sunulan bu vaktin süresinin, bir adı da; “ZAMAN”dır ve yaratılışından sonra, mahlûkata sunulmuş en büyük armağan ve kanundur. İnsanların ise, çok küçük bir kısmı; bu “büyük armağan”ın farkındadır ve kendilerine bahşedilen bu ZAMAN’ı çok verimli kullanırlar.Çok büyük bir çoğunluk ise, zamanı kullanmaktan, daha doğrusu kullanamamaktan dolayı, nasipsiz ve zavallıdırlar. Bu sebepten dolayı da, hep dertlenir ve şikâyet eder dururlar. Zaman; en, boy, yükseklik gibi, bir boyuttur ve dördüncü boyutu temsil eder, yani yaşamı ve hareketin temel dinamiğidir. Zaman için, söylenecek söz bitmez. Ben kısaca, bir şiir içinde, zamanı şöyle özetledim. Siz de, zaman hakkındaki bu görüşlerimde bana katılır mısınız? Yoksa siz, başka türlü bir zaman da mı yaşarsınız? Bu zaman konusuna, siz de biraz bakar ve ilgilenir misiniz? Benim ile ayni zamanı yaşar ve aşağıdaki şiiri, benimle paylaşır mısınız? ..
Z A M A N
Surprizsite.com: Şiir no: 37

En değerli meta ile ne alınır, ne satılır,
Mutlu iken, çok sevilir de; mutsuzken, yan bakılır;

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

TARİH TEKERRÜR EDER

surprizsite.com * Şiir Romanı Kitabı * ŞİİR NO: 191

İbret alınmayan tarih; elbette, tekerrür eder,
Çünkü; nisyan ile malûldur.. çokça yanılır, beşer...

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Dünya’da Türkiye’de, sokakta, ailede..herkes, ya kendisi ile veya bir diğeriyle kavgalı. Nedeni ise, çok basit. Çünkü; herkes, hırsından ve nefsini eğitmediğinden dolayı; kendisini hep haklı, karşısındakini ise her zaman haksız görüyor ve gücü yeten, yetmeyene bastırıyor... Fakat, aslında adalet diye yutturulan mekanizma felç edildiğinden.. haklının değil, daha çok; güçlünün veya paralının.. sesi çıktığından...
Nefis ve Şeytan ise, bir kenarda durmuşlar ve adeta sevincinden havalara uçuyor. Bunlara bir de; cahillik (dini ve ilmi) bilgi eksikliği eklenince, Allah’ın halifesi, vekili ve yarattıklarının şahidi olan o müberek insanlar.. insanlıktan çıkıyor ve bazan ayet-i kerime’de dendiği gibi, hayvandan bile aşağı mertebele kavuşuyor...
Bende; düşünüp taşındım, bu gibi durumlarda; belki bir iki satırı hatırlanır ve akılda kalır da, bir gün bir kişiye de olsa; belki bir yararı olur diyerek.. onlara, aşağıdaki şiirle; akılda daha kalıcı olsun diye, herkes tarafından bilinen bazı; “kalıp cümleleri de ekleyerek” seslenmeyi uygun gördüm. Elbette ki, sözümlerim; söz dinleyene ve kendisinde fark ettiği eksiğini, gidermek isteyene...
Çünkü söz, alana (tutuna) söylenir... çok tutulmuş, nice büyük’lerin pırlanta değerindeki sözleriyle; DAHA GÜZELCE YAŞANAN HAYATLARA.. VE DE DAHA GÜZEL YAŞANACAK, GÜNLERE.. YARINLARA dileğiyle! ..

H A K S I Z M I Y I M? . .

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Sizler de, hiç düşündünüz mü?
1) Dinimiz, bizlere kimse ile DÜŞMAN olmamayı kesinlikle öğütler.. Bu öğüde rağmen, birilerine düşman olmak ve düşman olarak da dine hizmet etmek, böylece de; sevap kazanmak, mümkün müdür?
2) Resulullah (s.a.v.) ı; sadece tanımak mı, sadece taklit etmek mi, yoksa her ikisini de yerine getirmek mi gerekir? Meselâ
sadece tanımakla yetinmek, bizleri hedefimize ulaştırabilir mi?
3) Tarihciler; “Türkler olmasaydı, insanlık tarihi yazılmazdı” diyor. Sizler de, bu fikre katılıyor musunuz? Eğer bu iddaa doğru
ise, tarih ve insanlığa karşı; bugün de bir yükümlülüğümüz, yapmamız gereken bir görevimiz var mıdır? Şayet var diyorsanız, siz bu görevin neresindesiniz?

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

surprizsite.com - ŞİİR ROMANI KİTABI
ŞİİR NO: 14 - 22- EKİM-2008

Buluttan oluşan DAMLA, toprağa hasret,
Toprak, bu damlalar ile bulacak.. Rahmet;
Şu, US’lanmaz nefsimle, çok zulmettim.. Rabb’im,

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Dua: Allah’a karşı rağbet, niyaz, yalvarış, tazarru.. gibi, daha birçok anlama gelen bu kelime ile hem Rabbe, hem Resulüne (s.a.v.) hem kendine ve hem de bütün insan ve diğer mahlûkta yapılan çok geniş anlamlı, kapsamlı ve çok geniş çerçeveli bir o kadar da çok sırlı ve büyülü bir kelimedir.
Çağırmak, seslenmek, yardım istemek, bir üst güce (çoğunlukla, Allah’a) yalvarış ve yarış, hayır ve rahmet dilemek.. veya bir iyi dilekte bulunmak.. gibi, daha burada sayamayacağımız bir çok anlama da gelir.
Sınırlı yaratılan (insan) ın, Sınırsız olan (Allah) a karşı acizliğini kabul etmesi ve otoriteye baş eğip.. O’nunla diyaloğa geçmesi,
köprü kurması, konuşması, yardım ve merhamet dilenmesi.. ile geleceğe de, yatırım yapma; hali, fiili, sözü ve davranışı.. dır.
Dua, dünyanın yapılışı en kolay, sonucu en verimli, ismi en gizemli kelimelerinden biridir. Kısaca dua, gönülden geçeni; en halis bir kalp ve ihlâsla, dil ile bazan sesli, bazan da yalnız kalp ile sessizce yapmaktır. Dua bir zikir olup, ibadetlerin özüdür.
Dua; kişilerin bir nevi mührü ve kapasitesinin göstergesidir.

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Bir ve tek, eşsiz ve benzersiz.. olan, her şeyin YARATICI’sı ALLAH; (C.C.) yarattığı cümle mahlûkatı sevgisinden yarattı ve bu sevgisinden yarattığı kulları ile kendi arasında, bir bağlantı vesilesi ve kendisine ulaşılması için de; kulların enerji bedenlerinin içinde, fizik bedenlerindeki kalp ile çakışan yerinde, GÖNÜL denen bir pencere yarattı. Bir de, bu gönül ile kendisi arasında bağlantı kuran bir; “SEVGİ KÖPRÜSÜ” yaratarak.. “kulları, ‘ZAT’ının sevgi okyanusundan! ” ihtiyaçları olan her şeyi temin etmelerini ve isteyenlerin kendisine ulaşmalarını sağladı.
Yine, bu sevgi köprüsü ile kul’ları; birbirlerine de, bu kanalla bağlanarak.. kendi aralarındaki iletişimlerini sağlayıp, cinslerine göre farklı olan; “birbirlerinden olan ihtiyaçlarını giderme, dil ve kültürlerini.. birbirlerine tanıtma, yolunu ve yöntemini keşfetti...
Sonuçta ise; “SEVENLER ARASINDA, ÇOK YÖNLÜ BİRLİK VE BERABERLİK OLUŞTU..” böylece, “yaratılışın; hem gayesi, hem hikmeti ve hem de meyvesi! ” gerçekleşti...
Bu sevgi kanununa uyanlar, sevgi okyanusunun lütûflarından ve ihsan’lardan.. uydukları nisbette ve ihtiyaç duydukları her konuda, kana kana içtiler ve sonunda, çok kârlı çıktılar ve de hesapsız mükâfatlandılar.. karşı çıkanlar ise; karşı çıktıkları nispette, O ÖLÇÜDE lütûflardan ve ihsanlardan mahrûm kalarak, her iki dünyada da; kendi kendilerini, aptalca ve çok feci bir şekilde cezalandırdılar...

M U H A B B E T M E R D İ V E N İ! ..

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

ilahi

ŞİİR NO: 105 18-12-2008

SEN; NUR’U MUHAMMED’den’sin,
NUR’unla, âleme denksin;

Devamını Oku