Mürsel Münevveroğlu Şiirleri - Şair Mürs ...

0

TAKİPÇİ

Mürsel Münevveroğlu

B İ R T O H U M’ U N, S E R Ü V E N İ…

Surprizsite.com / ŞİİR NO: 03 / 24-03-2010

Rüzgarla savrulunca.. vardı; ilk defa, kendisinin farkına,
Kendisi, bir başka idi; benzeri, tohumların arasında;

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Akıl kıyasla, bilgi kelimelerle ifade edilir. Kimi kelimeler kadın veya para gibidir.. sevilir, bazı kelimelerden de, hastalık, yokluk gibi.. nefret edilir.
Bazı kelimeler zevk ve sefa, bazı kelimeler ise sıkınts ve keder verir. Kelimeler vardır, sahibini göklerde uçurur da.. söyleyen “O KELİMELER İLE GÖKLERDE CEVELAN EDER. Kelimeler vardır; derinlerde gezdirirde, ÂLEMLERİN DERİNLİĞİNE İŞLER! ..
Şimdi, siz de bana eşlik edip; beraberce, hem içimizdeki, hem dışımızdaki derinlere dalmağa; boyutsuz âlemlerde, biraz SÖRF yapmağa, derinleklerimizde huzur bulmağa.. var mısınız? ..
Veyahut da, benimle beraber; biraz derinlere dalarak.. derinliklerde kaybolmayı, göze alır mısınız? Derinlerde, “korkmadan, biraz tur atmağa” varmısınız? Yoksa, siz derinlere dalmaktan biraz korkar mısınız? ..

D E R İ N D E R İ N L İ K! ..

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Bir zamanlar, Dünya’ya düzen.. esen rüzgarlara bile yön veren.. “Koca bir ÇINAR! ” vardı.
Kaderin bir cilvesi ve entropinin etkisi ile bir gün geldi, yaşlandı.. ve en sonunda ise akbabalar ve atmacaların bayram yaptığı bir viraneye döndü.
Çınarın düşmanlarının sevinçleri bir müddet devam edince,“hep böyle gelmiş.. böyle gider..” sandılar ve sonunda ise korkunç aldandılar. Çünkü; Çınar’ın dibine, tohumu düşmüştü ve kimse bu tohumu fark edememişti.
Bu tohum; “Koca Çınar’ın” soyunu sürdürmek için, çok büyük bir savaş vermişti. Günü geldi; filiz verip, boy attı. Artık; filizi DAL’a, DAL’ı da; GENÇ BİR FİDANA, DÖNÜŞTÜ! ...
Şimdi; atasının soyunu sürdürüyor, dökülen şehit kanları ve yapılan dualarla beslenip, büyüyor.. ve “sadece, yönünü bulmak için..” esecek o “TANIDIK RÜZGAR”ını(!) bekliyor...

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Sana sunulandan, “tepeden tırnağa bütün bedeninin, çevrenin, akrabaların, aldığın gıdaların..” velhasıl; “nimet” diye bildiğin veya bilmediğin, her lütûf ve keremin.. bol-bol sunulduğu gibi; bir günde; bunların hesabı, kitabı, sorgusu ve suali var, bunları da biliyor musun? ..
Evet. Bunları biliyor ve verilecek heseba, hazırlanıyor musun? En mühimi de, bunların farkında mısın? .. Eğer değil isen, ya bir an önce, sen uyanırsın! Derdinin çaresini arar ve bir an önce bulursun.. veya başkaları seni UYANDIRIRLAR, FAKAT; İŞTE, O ZAMAN.. İŞ, İŞTEN GEÇMİŞ OLUR...
Seçim de senin, sonuç da. Çünkü; Ahiret faturasında, “BENİM DEĞİL”herkesin faturasında kendisinin adı; senin faturanda da, senin kendi adın yazılı... Bütün bunlardan, haberin var ve gereken hazırlığı, gerekli yerlerde ve zamanlar da, yapıyor musun? ..

“... V A R M I ? ..”

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Allah; (C.C.) Dünya’da, seni; “Kendi yerine halife, vekil ve tüm yarattıklarına da, şahit kıldığı halde! ” bütün bu lütûf ve İhsan’ın bile, bir türlü uyandıramadığı ve “KULLUK” gibi bir çok yüce bir “RÜTBE”ye ve “MERTEBE’ye! ..” kavuştuğu halde; Şeytan’a, şeytanlara, cinlere ve şeytanlaşmış insanlara, yine de kul olan.. insan! Artık, “uyan ve biraz da, kendi kendine gel! ..” Eğer şayet; sen kendi kendine uyanmazsan, seni; senin iradenin dışında, yine uyandırırlar ve kendine getirirler ise.. işte, o vakit: “İŞ-İŞTEN, ÇOKTAN GEÇMİŞ OLDUĞUNUN RESMİDİR...”
VE BU SON! ! ! .. NE KADAR, KORKUNÇ BİR AKİBET OLUR! ..

S E N, N E S İ N? ..

surprizsite.com / ŞİİR NO: 04 / 04-04-2010

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Şimdiye kadar hep yazdık-çizdik.. Biraz da, “SÖZ’E GELELİM, SÖZE! ..”
Soru: sözünüz, “KİME VEYA KİMLERE; NE KADARI GEÇER? ..” Yahut da, ayni sözleri söylediğiniz halde; sözünüz, neden herkese eşit miktarda geçmez? Hiç düşündünüz MÜ?
Soru: sözleriniz, kendi kendinize geçer mi? .. Yoksa; sözleriniz, kendinize bile geçmez mi? En çok, hangi sözünüzün; en çok, kime
ve niçin geçtiğini veya geçmediğini, hiç düşündünüz mü? Ayrıca, bir söz verince; sözünüzde, durur musunuz? ..
Şayet durmazsanız, size göre kimi kandırırsınız?
Bu soruları çoğaltabiliriz. Neden sorduğuma gelince! .. Maksadım sizisorgulamak değil.Sadece benim sözlerim, şimdiye kadar; hiç,ama; hiç kimseye, geçmedi de ondan... Hem de, hiç kimseye... “Hatta; bazan, kendi kendime ve kendi nefsime bile...”

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

. Resûlullah (sallalahu aleyhi vesellem) buyurdu:
“Şiirin bir kısmı vardır ki, hikmettir.”
(Buharî, Edeb-90; Ebu Davûd, Edeb-87)

“... Ve işte, Surprizsite.com'da yayınladığım ‘ŞİİR ROMANI KİTABI’ındaki; 200 adetlik şiirlerden sonra, adını sonradan koyacağımız; bu ikinci şiir kitabının, yine ilk şiiri ile ve yine; “BİSMİLLAH İR RAHMAN İR RAHİM” diyerek, bu şiir kitabına da başlıyor ve de; bu şiirlerin ve giriş yazılarının, bizleri ve Alem-i İslâm’ı; birliğe, dirliğe, sevgi ve muhabbetimizi.. birbirlerimize sunmaya ve dahi KUL’luğumuzu bir defa daha, idrak ederek.. “Rabb’imize yönelmeye vesile olmasını” dileyerek, söze başlıyoruz.
Çünkü; Eller ve gönüller, birleşince.. dağlar, dize gelir,

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

En basitmiş gibi görülen her olaydan, en girift görünen her olaya kadar.. bizler; farkına varalım, varmayalım.. çok büyük “yaratılış kanunlarının silsilesi” ortaya çıkar… Biz insanlar, genellikle bu kanunları, ya bilmeyiz veya önemsemeyip geçeriz. Çünkü insanlar, yaratılmış her şeye; sadece “baş gözleri” ile “boş-boş bakarlar” da.. hiçbir zaman “akıl ve kalp gözleri” ile görmez ve AKL’etmezler.” İşte bu, “büyük yanılgıya ve yanlışlığa düşmelerinin, temel sebebi de budur.”
Akıl ve kalp gözü ile görmesini bilenler ise; “hem fizik, hem de, metafizik alemi” ayni müşahade ile görürler... “Gerçek nasip ve gerçek ilim” de budur. Bu gerçeklerden ve ilimden, nasibi olanlar da; “Yaratılış şırrı”nı çözmeye başlamış olanlardır! ..
Siz de, bu işe soyunmaya.. ve bu basamakları tırmanmağa.. var mısınız? . Eğer varsanız, haydi rastgele! ..

K Ü Ç Ü K S A N I L A N B Ü Y Ü K S I R L A R! ..

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

“GELİR…” kelimesini ilk defa duyunca, aklınıza ne gelir. Verdiğiniz bir sipariş mi? Özlediğiniz bir akrabanızın sizi ziyaretini mi? Maddi bir değer mı? .. Gelmesi beklenen bir şeyin, henüz gelmese de; eninde sonunda gelmesinin, muhtemel ve mukadder oluşu mu? ..
“Gelir” kelimesini ilk defa duyduğunuzda, aklınıza; “ilk önce, ne gelir? ” hiç düşündünüz mü? İrad mı, hareket eden bir şeyin, yer değiştirip size yaklaşması mı? Bu kelime; benim aklıma ise, bakın “neler ve neler..” getirdi.
Sizler de, bana katılarak; bana neler ve nelerin geldiğine, bir göz atmak istemez misiniz?

“... G E L İ R! .. ”

Devamını Oku
Mürsel Münevveroğlu

Hain, fesat ve eli kanlı.. bir, “GİZLİ GÜÇ! ..” vardır. İslâm’ın; özellikle de İslâm’ın kılıcı, Türk milletinin bekâsının üstünde. Hiçbir zaman açıkça görünmüyor. Her yerde ve her şeyde… Sanki; eşyanın içine sızmış, atomlarına sonradan ilave edilmiş,kararlı ve dengeli bir elektron gibi! ..
Her menfi, musibet ve zelil.. her kötü iş de, olay da ve şey de.. o, GİZLİ GÜÇ, daima ve hep baş rolde oynar. Doğumla başlayan ve ölümle sona eren.. her finalde! .. Bütün Müslüman’ların hayatını, adeta kuşatmış.. perde, perde; ilk öğrendiğimiz kelimelerle ile, bize musallat olur ve bizi adeta, kendi bildiği kendisine özel bir ninni ile büyütür.. gençlikte, oyalar.. yaşlılıkta, süründürür.. ölürken de, zillete büründürür… Ve de, Ahiret’imizi dahi, öldürür...
Eğer gerçeği teslim etmek gerekirse, kendi açısından vazifesini bilhakkın yerine getirmenin “ neş’esi ve gururuyla..” bizler, tabut içinde son durağımıza giderken.. o, adeta, arkamızdan bize; güle güle değil, “GULU-GULU! ..” diyerek “EL SALLAR...”
Bu GİZLİ GÜC’ün hiç, boş vakti yoktur ve hemen gider, yeni doğmuş başka bir bebeğe musallat olur. Hem de, daha
öncekilerden kalan birikmiş tecrübeyle, o; yeni doğmuş bebeği, kendisinin bildiği usullerle ve metodlarla, daha öncekilerde
olduğu gibi, eğitmeye ve öğretmeğe, YANİ; EĞİP, BÜKMEYE! .. başlar.

Devamını Oku