Bilmiyorum kaç gece kansız çıkar sabaha
Kaç gece hasretine katlanırım susupta
Kaç gece kırmadan kırılmadan sabredip
Kaç gece hasretine katlanırım susupta
Kaç gece üzerime ölüm korkusu çöker
Kader beni erken yaşta yokladı
Daha fidan iken taşa tutuldum
Rüzgar vurdu sürgünlerim kırıldı
Bir soysuz elinde ucuz satıldım
Bahara doymadan kışa tutuldum
Kalbimdeki ince sızı
Sustu yüreğimin sazı
Çok bekleme gönül yazı
Doğmayacak doğmayacak
Bize çiçek açmayacak
Kanayınca gönlüm sessiz sedasız
Anladın yorulup tükendiğimi
Ben sana el oldum, sen bana gamsız
Âşikar eyledin kaybettiğimi
Yıkıldım düşerken el uzatmadın
Ben geceyi alır iken koynuma
Ufkuna gün vuran kula kırıldım
Kemend atıp ip taktılar boynuma
Yola revan olan kula kırıldım
Ben sakiyim mey olurum kadehte
Sana değil bu gönlümün isyanı
beni benden alan kula kırıldım
Sen tabipsin ben kapında yaralı
Beni yaralayan kula kırıldım
Bilirim muamma, hecesin dilde
Sabahın buğusu üstüme üstüme geliyor
Yangın sonrası yayılan kükürt kokusu var havada
Nefes alamıyorum
Yağmur bütün dişiliğiyle çağırmakta beni
Rüzgar bir fahişe edasıyla sokulurken koynuma
Kömür gözlerin
Sessiz bir yakarış bir büyük düştü
Hasretinden yüreğime çığ düştü
Bir kelebek yalnızlığı tutuştu
Aklımın zoruydu kömür gözlerin
Vakit geldi gidiyorum vedasız
Sözlerimi icazetim saysınlar
Künye diye ardım sıra okunsun
Helal olsun varsa hakkım yazsınlar
Her günü dert cefa elem çileydi
Dinle oğul sana kelam edeyim
Ayağını yere sağlam bas yeter
Tutacaksan eğer söz söyleyeyim
Ayağını yere sağlam bas yeter
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!