Yalanmış dünyanın zevk-i sefası
Hiçbirşey saadet vermiyor gönül
Yıllarca bekledim gelmez sırası
Bu işe bir akıl ermiyor gönül
Kuru bir nefese aldandı canım
Yıllarca yolunu bekledi durdu
Hasretten deliye döndü gözlerim
Ne bir gün usandı nede pes etti
İnatla izini sürdü gözlerim
Sana vurulduğu günden beridir
Işığını unutmadım unutmam
Yoluma kılavuz nurdu gözlerin
Unutmak mümkünmü böyle sevince
Aklımda durdukça durdu gözlerin
Gül yüzünü aynalara dökerken
Bana dostmu düşmanmıdır bilinmez
Renkten renge girer durur gözlerin
İşvesine akıl ermez sır ermez
Benim ile alay eder gözlerin
Nicedir dilimde beni oyalar
Hadi git
Yine git
Kaç kez örselendi yüreğim
Kaç kez düşüp kalktım
Sensizken gözyaşım nehir.
Lokmam zehir
Bu nasıl mahkeme hak hukuk nerde
Dedirtmeyin yanlış karar veripte
Nefsi için mağrur olan kul nerde
Gördünüzmü böyle hüküm hakim bey
Bu mahkeme böyle devam ederse
Hakim derken aynaya bak düşün taşın öyle konuş
Aciz kulsun Cemal’ine sözün geçmez ne hakimi
Böyle rahat yürüyorsun önüne çıkınca yokuş
Yorulursun dizlerine sözün geçmez ne hakimi
Sana kalem verdik diye sanma hüküm elindedir
Bir hayalden öte hayal içinde
Bütün gerçekleri yıktı gözlerin
Sonsuza muktedir mahal içinde
Sonsuzluktan gelen renkti gözlerin
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sırlarla örülü gizli bir duvar
Dinle güzel sana bir çift sözüm var
Hasbihal edelim otur karşıma
Nasip se toprağa tohum ekelim
Hasbihal edelim otur karşıma
…
Ne diye kesersin yolumu benim
Bu aralar seni öyle özledim
Öyle özledimki anlatması zor
Ruhum alev alev korlar içinde
Tesellinin beni söndürmesi zor
Sesini özledim incecik narin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!