senin özleminden hasret türküleri öğretmekteyim kendime.
Aşk tanımlanamaz bir girdap küçücük bedenimde, sen koskoca bir umman olup doluverdiğinden beri yüreğime.
Aralık ayına sevdamı bağlamışım, yüreğim ağustos sıcağında. Tenimi muson yağmurları ıslatmakta.
Ah sevgili, gülüşün ile işgal ettiğinden beri beni, daha çok parçamı esir edesim geliyor sana.
AŞK dile düşerse saki olur insan
sarhoş olmak isteyen gönülleri demlendirmek için
AŞK yüreğe düşer de dile vurmaz ise
sakinin doldurduğu kadehteki dem ile
ateşine ateş katar sarhoş olur insan
Aşk dile geldiğinde
sus pus olur zaman,
dile gelir tüm anlar,
ten dile geldiğinde
coşar tüm alem
Aşk Seni hiç yalnız bırakmaz. Çünkü O, zihni değil yüreği ele geçirir ve ele geçirilen bir yüreğe zihin sadece eşlik eder.
Bu yüzden, Aşk gönüllü bir terk ediştir aklı.
AŞK'a sevap kazandırmak gibiydi her gün varlığının orucunu tutmak.
SUS'amak sana
ve SUS'uzluğumu gideremeden yaşamak
zamAN denilen bu kavramsal çelişkiler yumağında.
Biliyorum,
zamANı var diyeceksin.
Mum ateşi gibi yanardım. Senin gördüğün ışıktı, benim yaşadığım ise AŞK... SEN bitti sandın oysa ben varlığında HİÇ'liğe eriştim...
Hayat insana kendisi ile birlikte Aşk’ı da sunar. Ilk nefesle aşkı alır ve büyüdükçe artması gerekirken onu unutur ve tekrar o güzel duyguyu yaşamaya başladığında ilk anına döner.
Bir aşık çocuk gibidir,
çabuk kırılır ve yanar.
Aşk
kendi içinde insanı barındırır
Korkma,
Biz aşkın içine düşünce
ne cehennemi düşünürüz
ne de onu yaratanı.
Biliriz ki
AŞK’ın içinde her ikisi de vardır.
Tutuşturan hiç bir zaman senin olmaz. Sen tutuştukça "O" OL'ursun. Onda vücut bulur, içindeki BİR olursun... AŞK'ın "O" HAL'i...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!