uzak!
çok uzak ve imkansız....
değil aslında ellerin.
sarmalara sarılmalara hasret belki.
ve o merhametsiz gülüşün,
kor yangınlara savurdu beni inan ki.
Anladım!
Vazgeçmeyi bilmek gerek.
Bu belkide verdiğim zor kararlardan biri, ama verilmesi gereken kararlardan biri; en iyisi için...
Dünyama girmiş değerli varlığı; SENİ,
Bazen dağ yamaçlarında rastlıyorum size.
Kendi başınıza olmanıza imreniyorum.
Bazen bir yol ortasında yürüyorken damla damla,
Ceket yapıyorum üzerime sizi yağmurlar.
Bilmiyorum hangi gurbetten geliyorsunuz.
gördüğüm bir suretten ötesi.
gündüz değil, ne de gece.
üzerinde yalnızlığın soğuk nefesi;
her yer karanlık, karanlık sadece.
yalnızlık deme sakın!
yalnızlık en büyük işkence.
ben şimdi,
yalnız bir şarkıyım.
sessizce ikimize ağlıyorum.
gözümden dökülen sevgi yaşlarımı,
tüm hasretliğimle,
sana gönderiyorum.
Yağmurlarda yıkandım karanlık gördüm.
Gözlerime bilinmez millerden sürdüm.
Ellerim kelepçeliyken senle hürdüm.
Senle hür yaşadım senle hünkar oldum.
Kârdan yanaydım zarara bilenmedim.
Karanlıklara karışıp gitmeden,
Sana yarım bir teselli bırakıyorum.
Sorguları yüreğimde taşıyarak,
Adını bilmediğim beyhudeliklere gidiyorum.
Uzaklara meyillenmişken yağmurlarla,
Yarama tuzlamışken resmini.
Hangi beklentinin yanında kaldı gündüz.
Yola baktığını söyle, ne korkuyorsun.
İçini saran matemle nereye kadar
Yaşayacaksın; söyle neden susuyorsun?
Dışarıda kar altında çocuklar oynuyor.
artık kuşlar konmuyor pencereme.
ağaçlar da boyun büktü.
biliyor musun?
keşke dünya sen varmışsın gibi,
şimdi de biraz anlam ifade etse.
ben aydınlnayım diye,
ben ısınayım diye,
ışıl ışıl gözleriyle
karanlığa dalan;
elleri kara,
alnı ve yüreği ak adam!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!