Göz yaşlarımı çekiyor gözlerin
Karaçam ormanının yağmur çekmesi gibi.
Ah! içinde kaybolduğum 'kara'çam ormanı gözlerin.
Yine çıksada hüznüm, üzerine mevsim normallerinin
Heyhat! Ağlayamıyorum ben.
Kim O!
Benim ben!
Yüzünü fotoğraflardan çıkardığın
Hayırsız.
Adının her geçtiği yerde
Ay geçerken bu yaz üzerimden
Yarın bir yıl kadar uzaktı
Her haftası ölümcül bir tuzaktı
Bu yaz üzerimden geçerken ay.
Ay geçerken bu gece üzerimden
Bir şiir yazsam dedim.
Anlatsam zifir karanlığımı.
Harflere,kelimelere dizsem,
Aktarsam yalnızlığımı.
Ve yanıp kavrulsam
Kimine bir lokma düştü kimine kocaman fil
Öyle günler olduki susuz kaldım aç sefil
Aklıma bile getirmedim ne kredi ne kefil
Para bilmedim ben başkasını pul bildim.
Bazen yağmur düştü üzerime gün oldu ayaz
Namlu ucunda bir mermi gibi doğum anı
Kulakları sağır eden patlama o ilk çığlık
Kim durdurur artık kurşun hızında zamanı
Dar ağacında bir iskemle boyu azami sığlık.
Bu serin poyraz daha çok acıktırıyor tenimi.
Zil çalıyor artık ellerim ellerine.
Hafif yosun kokusu işliyor derinlerime
Göğüslerinin kuzey yamaçlarında terin gibi.
Daha bir salınıyor mavi dalgalar
Uyan ne olur Atam, bir gün için uyan
Bak nasıl hıyanet içinde hem dost hem düşman
Bölücülüğün, terörün adı demokrasi
İhanetin adı 'Yeni Açılım' tepsisi
Modern silahın kadar senin için adalet
Yoksa birinci vazifen gaflet ve delalet
Gün gelir sana hayallerimden önce düşerim
Kumsalında bir an(ı) kalır belki silüetim.
Minik bir dalga olur salınırım okyanuslara,
Bir nefes soluğum düşer bu anlamsız satırlara.
Gün gelir meydan okuyamam artık fırtınalara.
Sen gidince
Öksüz kaldı şiirlerim,
Yetim kaldı.
Başı yok, başlığı yok
Sen gidince
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!