uvuzlarımı içdivaça alıp
gece bir şehir içime
parlayan yıldızları toplayıp gökyüzünden
gözleriden
akıp iki damla yaş gibi
gitmeliyim...
Uçkuruna el bağlamaz
Dört çeyrek birde bütün
Oturduk mu bir öğünde süpürür
Bir ben birde benden üç tane
Gölgesi buzağı gibi yayılır
Ay olsa tutulur
Gidişin Gidişim Olursa
Gidişin gidişim olursa
Yarım kalır şiirlerimiz
Öykülerimiz sebepsiz
Ve birer yetim gibi çaresiz kalır
Dun seni sana anlattım ben.
Bir yabancı gibi
Dün sevgiye dair orucumu bozdum ben
-adını sevdim
-eskisi gibi…
Dün bir sigara yaktım
“Gecenin nemine serip yüreğimizi
İnat sevgilere dayayarak sırtımızı
Bir düşü gerçekleştiriyoruz seninle
Adına bahar deyip gülüm…”
Düşman şehirlerin âşıklarıyız
Küfre döner ehli dilim
Sabır eğler sabah ederim
Cümle cihan Muhammed der
Ben besmele çeker, şarap içerim
Bin şekle gelir yüzün
Kât-i Kıta 2: ”Ayfer Yılmaz Teşekkürümdür…”
Göynümü İ’tiraf-ı acz ettim size
Tûl-i müddetçün şer-mest-i mey-i hiç idim
Doldu taştı korkumuzla defter-ı pîr-i muyaan
Erbüb-ı maârif bilip şual eyledik size
Bekliyor bir kadın
Koskoca bir İstanbul giyinmiş
Özgürlük caddesinde bekler beni
Gözleri tramvaylarda…
Geliyorum gülüm geliyorum
Eşk-i eyledim hüznü gönleyse rica
Sen değil misin ey gül-i bağ-i eda?
Göynümdür eyledi teveccüh-üm sana
Bilemem niçün müteneffirdir bana…
On üçün çeşm-i gönlün âmâ sedama
“Yırtılıp bir buharlı tiren
Geceyi boğaraktan inen
Dört yaldızlı havai fişekler”
Nerde unuttun insanoğlu
Kaç nesildir gözlerin yumulu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!