Eski bir alışkanlıktı sende zaten en sevdiklerinin üstüne basıp geçmek
Lafta her hata her yanlış bende zaten sense anadan doğma bir günahsız bebek
İyi ki varsın iyi ki tanımışım seni dediğime şimdi nasıl pişmanım
Fildişi kulenden nasıl görünüyorum çok eğlendiriyor mu perişanlığım
Yanma sırası sana da gelecek aldanma heybetine aaah be gönülkıranım
Uğraşıyorum kısacık güzel bir an için yıllardır kıramıyorum bacağını şeytanın
Utanıyorum el açıp kapı kapı dolaşan bir dilenciyim sanki karşısında hayatın
Kıvranıyorum daracık dünyamda sığmıyorum içime oluru da yok dışarda kalmanın
Uzanıyorum tutayım kuyruğundan bir yıldızın kayıveriyor sanki gönlü yok tanrının
Uyanıyorum gecenin bir yarısı bilmiyorum ki kaç tam tur attı saatin yelkovanı
Gece mi örttü üstümüzü yoksa gün mü küstü bize ne oldu da böyle gördük günümüzü en nihayet
Üstüne kim alacak şimdi bu suçu bu ayrılık değil ki apaçık kaza süsü verilmiş bir cinayet
Limanlar yandı şehirler düştü sen hala hiç bir şey olmamış gibi otur öyle bizi hep uzaktan seyret
Şimdi sustu daha içimde ağlayıp duran çocuk sen de sus biraz lütfen rahatsız etme bizi bir zahmet
Az bir otur düşün istersen ne ara bu hale geldik ne değişti bizi böyle uzaklaştıran şey neydi
Zor olanı yalnızca yokluğuna alışmak hayata kafa tutmak değil ki o kadarla kalsa yine iyi
Eliyle koymuş gibi bulan en zayıf anımda gelip beni vuran sensizliği nereye koyacağız peki
Yerimden yurdumdan ediyor beni her gece içimden geçen sesler batıyor yastığım yorganım diken gibi
Neyim ki ben sahi kendi gölgesinden bile korkan bir serseri yada böyle zavallı ağlak bir çocuk belki
Elimden daha iyisi gelmiyor ama olmuyor yapamıyorum sensiz bir hayatla başa çıkamıyorum
Geriye ne kaldı bir bak bizden şimdi toplasak hepsi yeniden sevebilecek bir yürek eder mi
Örseledik aşkı yıprattık bir hayli kapanıp dizine bin özür dilesek birini affeder mi
Zamanı alabilecek miyiz geri koyabilecek miyiz tastamam yerine yitirilenleri
Durabilseydik kırıp dökmeden birbirimizi dağılmazdık böyle ayrı ayrı yerlere kum gibi
Elini koy hadi bir koy da vicdanına sonra bak yüzüme söyle senin için rahat mı sahiden
Gözlerin değerse yorgun yüzüme ancak öyle aydınlanır benim günüm
Üz beni değer senden gelirse eğer acının adı da aşktır be gülüm
Lütfedip gelip geçerken önümden çok değil bahşedeceğin bir tebessüm
Alt edip kendini çıkıp gelirsen çocuklar gibi sevinir halsiz gönlüm
Yıllar tükettim sensiz ne yollar eskittim Allah var hiç birini sevmedim
Ellerimi uzatsam dokunacağım sanki aslına bakarsan bin yıl kadar uzaktasın
Kendimi bıraksam yok olacağım ateşinde gel gör ki yüzüme buz gibi bakmaktasın
İçimde gururdan yapılmış kocaman duvarlar birini aşsam ötekine çarpmaktayım
Maviye kesmiş bir gökyüzü düşlerken iki gözüm iki çeşme usul usul yağmaktayım
Kapanmamış onca yara varken kalpte ben kendi elimle bir yenisini mi açmaktayım
Koynuma sokulup her gece kıvrılıp yanıma yatıyor o yalnızlık
Boynumda değil artık buram buram burnumda tütüyor kokun ne yazık
Duyduğum her şarkı dokunup taaa içime okuyup geçiyor canıma
Korkularından kurtulup gururundan sıyrılıp döneceksen dön artık
Aaaah bir görsen sensiz beni acırsın halime şaşırırsın bu kim diye
Peşimden gelmesin söyle nolur artık sürmesin izimi o laf anlamaz yokluğun
Elimden de bir şey gelmez ki o koca dev bense karşısında küçücük bir çocuğum
Lafımı bölen sen değilsin ki artık ne hükmü var konuştuğum yada sustuğumun
İçimden bir şehir topyekün göç etti sanki bomboş kaldım o kadar büyük boşluğun
Nasıl bir afetse artık bu gidişin bitmek bilmiyor içimde yangınlar depremler
Hiç bir şey söylemeden git bırak öylece kalayım düştüğüm yerde
Al geri tüm verdiklerini çokta bir şey vermedin ki zaten öyle
Yok bu kez geri dönüşü hoş dönsen de ben yokum bıraktığın yerde
Var git sen yoluna ben kalkamam artık ayağa hal kalmadı bende
Akbabalar gibi acılar üşüşür hemen gelir konar kalbime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!