Bir çocuğun izleri duruyor gözlerimde
Nereye baksam o
Sesi, yaprağın açan tomurunda
Bir çiğ tanesi, kadar taze
Sabah, gibi aydınlık
İstanbul ben,ben İstanbul olmuşum.
Avrupa'ya Asyaya kanat gerip konmuşum
Tepede bir çamın rüzgarı ılık ılık
kopmak istediğimde canım yakar ayrılık
İstanbul gözüm ben kirpiyi olmuşum
Boş ver yaşı sen sabahat
Yürek neyse gerçek odur
Gençliğindeki telaşın
Simdi sukuttadır başın
Bu senin yaradılışın
Unuttum mevsimleri ,sonbahar çoktan gelmiş
Affet beni yavrucağım bende burda
Çocuğum.
Soğuk diye her gece örtüyorlar, üstümü
Kırgınım diye her gün alıyorlar gönlümü
Gizimde birikmiş çok dertlerim var
Suskunum kimseye diyemiyorum
Tükenmiş umudum gelmiyor dile
Yorulmuş yüreğim silemiyırum
Baharım yalnızca sonbahar olmuş
Sen zalim dehak ben insanoğlu
Aynı kulvarda yarışamayız
Sen ırklara kindar ben umut dolu..
Eriyip aksakta karışamayız..
Seninle siyahla beyaz gibiyiz
Umutsuz gelir bana umutsuz o bakışlar
Nerde bir yoksul görsem yüreğime kar işler
Sevgiyle yaklaşır alırım kucağıma
Üşüyen ellerini sararım sıcağıma
Usulca....
Her anahtar sesinin arkasında yüreğim
Usulca uyanır ayak sesi beklerim.
Yastığa baş koyup gülümserim geceye
İki kişilik sevgim bölünmezki ikiye
feryadın dudağında sessiz bir çığlık
ister dönsün dünya isterse dursun
dûşerken duygular derinlerine
ister lale açsın isterse sümbül
ZAMAN
nefessiz bir çığlık
Aceleci bir yolcusun
Geri dönüşü olmayan bir nehir...
Kontrolsüz bir soluksun
Yaşamla başlayan ölümsüzlük
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!