ham bir meyve misali koparıp dişlerken etimi aşk
kökü sökülmüş bir çiğdem gibi soldu yüzümde güneş
gittin... çığlığı kaldı yüreğinin kulağımda
şimdi bütün sesler pusularda çakal uluması
genzimizde yanık kokularıyla
Aysun Özmen'e ithafımdır...
avuçlarında dolu dizgin bir gençlik
yüreğinde çocukluğunu taşırsın
Ufuk’uma
güne bakan
zeytin gözlerin ışıltısıyla
gün öptü onu yanağından
uyandım...
terkedilmiş diyarların deli oğlu
tut ellerimden gidelim
büyümek ister içimde bir çocuk
geç kalınmışlarımız var seninle
durma zamanı değil artık
ellerini ellerime uzat gidelim
oturuyormuşuz güneşe karşı
saçlarının gümüşi grisi
başak sarısıyla
gözlerinin hercai mavisiyle
kucaklıyor beni bir adam
soyut sevişmelere döşek sermiş
bir deli sevda firarisiyiz
neresinden tutsak elimizi yakar
düşlerimiz harlı ateş izi
kıldan ince kılıçtan keskin
şafaklar karanfil kızılı
bakışın senin
dağ gülleri gibi serin ve selindir
ana kucağı gibi yasladığım başım
göğsün üstünde duyduğum çığlığın
susku çığlarınca ağlayan gözlerin senin
öksüz, hırçın bir çocuk saklı elasında
Geri göderilmiştir
evler sıkıca kapanıp
beklemeye durunca
yazıyorum sana
alıp başımı
dalıp gecenin koynuna
akıp ayışığınca
sana geliyorum olmadık anlarda
öyle vakitsiz
öyle apansız
sen can suyu gibisin
damarlarımda akan
ve ruhumu kucaklayan
vazgeçmem asla
bu benim sevdam
yüreğimde yanan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!