gelirsem eğer bir gün
yüz yıllık sarılmak isterim sana
nereme sığdırsam seni, bilemem
hasretim çağlardan eskidir
ne Leyla, ne de Aslı bilir
güneşin şafaklara ağması
sen okyanus ol sevgili
ben boğulayım derinlerinde
varsın eksik olsun selamın
zehir tütsün varsın sigaram
kadehimde son yudum da bitsin
sen de bilirsin
o sahilleri bilirsin
hani fabrika paydos düdüğünü çalınca
yürürdük boydan boya
martı çığlıkları tren seslerine karışırdı
pür neşe türkü söylerdik
bezgin düşler bırakıyorum sana giderken
hiç gelmedim say
küflü anılar gibi kaldır
tozlu raflarda sakla yaşanmamış gecelerimizi
suskularıma inat
yeni bir aşk yarat
fütursuz güzelliğiyle göz kamaştıran
baştan çıkaran cilvesiyle
onbir yıldır mavisini tutamadığım
önümde sere serpe yatan Akdeniz!
şimdi soyunup koynuna gireceğim
ey gökyüzü
benim babam öldü bu gün
bulutlar ağlamayın
ıslanmasın düştüğü yerdeki çiğdem
benim babam öldü bu gün
kuşlar ağlamayın
zamansız çıkıp gitmişsin
bilmediğim diyarlarda ayak izlerin
yolsuz-yordamsız, yorgun
yitik kentler geçmiş
kayıp düşler biriktirmişsim
bir yanık ezgi esintisi dil ucunda
rüzgarın nefesiyle gelen
şu yanımda
bak!
tam şuramda
bir türkü asılı dün geceden
kaşı gözü kara
yüreği yara yarim
mahzun bakışlarında yittiğim
geç bulduğum,
tez ulaşamadığım
belli belirsiz her saatinde günün
delik deşik şimdi sözcükler
kılıçla kesmiş ortaçağdan
yüreğimin izlerini
biçip geçmişler sanki mavi güzellikleri
oysa çim yeşiliydi sana yazdigim her dize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!