Öyle bir his oluşuyor ki; sanki tüm yaşadıklarımız birer rüya,uyanır uyanmaz
birkaç dakika, belki birkaç gün sürecek bir duygu gibi o andan ibaret gibi
geliyor,ve gidiyor;
Sanki hiç olmamış gibi.
Bir gün bizler bunu tüm yaşantımıza mâl edip
bir serüven bitti diyeceğiz belki de,belki de öyle bir zaman dilimi hiç olmayacaktır,kim bilir;
Sokaktaki çocuğun arkadaşına seslenişidir bu çığlıklar...
"Hadi gel,oynayalım."
Sen de dönüp geriye baktıkça,göreceğim nedir,diye sorarsan kendine,
Ki soracaksın her sen de...
Verecek cevabın her ne olursa olsun,
O gününe bir sesleniş olsun;
Hani yaşamak binlerce paylaşımdan doğan onbinlerce zenginlikti?
Hani yaşamak emanete sarılırken dahi onu unutmamaktı?
Hani yaşamak hürriyetti-özgürce nefes almaktan geçerdi?
O halde bizlerin yaşamı birilerinin zenginliği,sarılışı,özgürlüğü olurken; bizi hiç olmamış gibi öldürmemelidir!
Bakarsın dünyada yüzdürdüğün o gemine
Arpa boyunu geçmemiş
Rahatın huzurun da kalmamış
Işıklarınsa çağırdığın karanlığa karışmış
Şaşkınsın,ve saman çöpüne saklanmışsın
Mal mülk de sen gibi dünyadan göçer sanmışsın
Biliyorum istemiyorsunuz kalemimi
Biliyorum kabir azabı çekecek harflerim
Hastalandım işte sonunda
Ruhumu yakan cılız bir kibrit çöpü
Yalancıyım kendime büsbütün,
Bütün kelimelerim kirleniyor
Bende yok oluyorum istemeden,
İstemeden gidiyorum saman sarısı günlere
Biliyorum endişe duyuyorsun
Duruyorsun karşımda ama engel olma
Olumsuzluklar yüklüyken sakın benden,
Saklan hatta saman sarısı günlere
Eşlik et desem,çokmu şey istemiş olurum senden?
Nasılsın bilmem,benide bilmem..
Sakla beni saman sarısı günlere
Eller bulmasın sakla,sakla beni
Sence kırılmam mı gerekiyor?
Rahatsızım çok,çok hasta kalemim ve harflerim
İyleşirmi bilmem,
Fazla karanlıkta kaldılar
Sakla beni,saman sarısı günlere
Güllerde olsun,koksun sakla beni son nefes gibi sakla.
Şair Meral&Meri
28/06/2012
Benim küçük serçem,kırlara uzanmış çiçekler gibi,
Uzanıyor sevgiye...
Saçları rüzgara veda eden bir yaz güneşi...
Ruhuyla gökkuşağına sarılıyor; çocuk kalabildiğin için.
Ve gözlerini kelebeklere hediye ediyor;
Çünkü benim serçem onlar kadar kısa yaşıyor.
Bir gün adamın birine sormuşlar:
"Düşman olmak mı daha iyi, yoksa düşman edinmek mi? "diye
Adam: "Her dostluğun düşmanca bir öğüdü- her düşmanın da dostça bir öldürüşü vardır." demiş.
Seni üçüncü gökkuşağının altında bekleyeceğim.
Ama mavi patikalı yoldan gelmelisin bana;
Elinde turuncu çiçeklerin olmalı,
Sürgün edilmiş kalbinle bulmalısın beni.
Seni üçüncü gökkuşağının altında bekleyeceğim.
Ama önce denizaşırı yıldızları taşımalısın sevgine,
Halının üstünde duruyordu
Omuzlarımdan sarkan
Onlarca tel saç;
Öylesine düşenlerdendi onlar,
Bir an gelmiş ki,
Öylesine düşenlerle düşmüşüm ben de
Bana bir baharı getirip müjdele
Bir yağmuru alıp koynuma iliştir
Bir pencere içine yerleşip manzaram ol
Tüm camlarımı kırıp içeri gel
Ve ansızlık ol,kal bir ben vakti kadar
Ve sen vaktini içelim
kahırede buyumek hakkınde sorularım var ıznınızden