Sonbaharda rüzgardan istemeden kırılan dallar gibiyim
Renklerim karmakarışık sesim hışırtılı
Renkleri sabitleyebilsem kimseler anlayamadan
Kırıkları yapıştırabilsem
Sevgileri çoğaltsam,uçurtmalar uçursam
Her saat mavi gökyüzüne
Bir zamanlar bir tiyatrocu tanıdım
İki yüzlü oyunları rol seçerdi hep
Nedense oyunun sonunda
Rol arkadaşları üzülmezdi
Tiyatrocu ağlardı
Bıkmıştı iki yüzlü rollerden
Kapımı her çalışında omuzuna konan küçük beyaz martı bendim
Ve ben kapıyı her açışımda omuzuma konan karagözlü beyaz martıda sendin
Sen bana her gelişinde uçmalımıyım diye soruyordum kendime
Ama yaralı bir martıyla uçamazdım
Önce bembeyaz olmalıydın
Sonra kendi kendine uçmayı öğrenmeliydin
Musikiden mırıldanıyorum ılık ılık
İşitiyormusun?
Rüyalarımdan damlıyorsun geceleri
Yaşım kırklarda
Yirmi üçümdeymişim gibi
Gülümsüyorum
Karelerde yaşadım insanları
Üçgenlerde gördüm yüzlerini
Daireler çizdim gözlerine
Noktalar koydum nefeslerine
Soru işaretleriyle besledim düşüncelerini
Karelerde yaşadım insanları
Mİdyeler çiziyorum sahile
Senden habersiz
Birtek kuşlar görüyor orada beni
Ağır gemilerde benimle
Güzelim kasım ayında
Sahilde bir ben birde denizin hiç ayrılmayan dostları
Kanayan yüreğim bedenine aktı bu gece
Ilık,ılık sessizce
Bedenin tuzlu ve soğuk
Bedenin kırmızıya battı
Boğuldu yüreğin,kanayan yüreğimle
Durmaksızın bedenin ve bedenlerimiz
Kısa geçti sözcüklerim sana
Gelen bendim bakışlarım uzundu
Amaçlanan hedeflerim büyüktü
Yeryüzünde küçücük sen
Ve o hiç tanımadığım kadınlar
İstemediğim yüz çizgileri
Bugün benim için yaşasana benimle
Ellerimi götür kocaman dudaklarına
Bakışlarını bırak içime girsin
Gül kahkahalarla yüzümün çizgilerine yeniden
Sabah aynaya bak günaydın de
Senin yansımanda ben varım unutma
Bugünlerde özledim seni
Nedenini hiç anyamadığım bir özlemek bu
Dengesizliklerin piyano sesi kadar dinlendirirdi beni
Kimbilir belki dinlenmeye ihtiyacım var
Tuhaf derin bir özlem bu
Konuşmayı çok özledim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!