Köşkte lambalar yanıyor
Güzelliğim dillere destan
Her gülümsediğimde bir kaldırım taşı oynuyor yerinden
Ne kadınım ama;
Unutulamayan,
Topuklu ayakkabılarım karşıdan tık,tık
Küçük bir serçe
Olabildiğince özgür,olabildiğince güleç
Soğukta üşümeyen
Sıcakta bunalmayan
Minik kalbiyle
Yinede kanat çırpabilen
Havada yağmur var
Yıldız bakışlarım serzenişte
Umutlarım,kanatlanmış uçuyor
Bir sevinç,bir pır pır eden yürek
Yıldız bakışlarım uyanışta
Az kaldı,bekle diyor
Çırılçıplağım şu anda
Ruh çıplaklığı
Derinden gelen su sesi gibi
Kayıtsız çıplaklık
Gün doğumu ve biten bütün şarkılara
Lanet olsun
Bugün otobüs senin şehrinden geçecek
Benden sana kocaman gülüşlerimi getirecek
Sakın el sallamayı unutma
Benim oturduğum koltuk en ön sıra
Perdesi açık olan
Durmayacak otobüs sadece geçecek
En çok ruhumu sevmelisin benim
Diye düşündüm gecenin tam ortasında
Boyalı dudaklarımı,ojeli tırnaklarımı değil
En çok içimi sevebilmelisin
Somut görüntüm göreceli güzelliğim
Cicili bicili elbiselerim değil
İçim kırıldı sensizlikten
Gözlerim büyüdü büyüdü
Yağmurlar yağdı umutla
Rüzgarlar esti soğuk soğuk
İçim kırıldı sensizlikten
Yokluğun acıttı
Her geceyi sen diye düşlüyorum
Her gece seni düşlüyorum
Sıcacık göğsünde konuşmadan uyumayı
Usul usul yağmur yağarken
Kulağına ayıp sözler fısıldayıp
Geceyi,ölümü seni düşlüyorum
Adımlar attığın karalamalarda
Sen süzülen ışık tanesi
Yabancı evlerde
Sızılıyorum,acıyorum,ağlıyorum
Yokluğunda
Yinede yaşıyorum
Bazen bir çiçek açar gönlümde
Cama vuran yağmur damlaları gibi
Bir yanı canlı bir yanı umursamaz
Sesleri duyarım en sessiz gecelerde
Yalnızımdır çoğu zaman kalabalık içinde
Konuşur bende bir ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!