Unut yüzümü sevdiğim
Sen son sivil günahımsın benim
Unut sözlerimi
Seni sevdiğimi anlatan
Ben ki koyu bir yeşile boyamışım bütün isyanlarımı
Unutmak için belki
I
Yine gece oldu
Girdik eylülün en karanlık yerine
Beynimde postal sesleri
Yüreğimin üzerinden tanklar geçiyor
Kuşatıyorlar ağaçları ordular
Büyüdükçe mi kabuk bağlar
Çocukluktan kalma yaraları insanın?
Kapkara bir bulut başımın üstünde
Hayatla saklambaç oynar gibi yalnız
Bezden bir hücrede tecrit edilmiş bedenim,
Babalar hep kendi ardına saklanır
Gizli gizli gözyaşı biriktirirler akşamlarında
Herkesin uyuduğu vakitlerde
Bilirim ki uzaklarda
Yapayalnız bir çocuk düşer aklına
Bir kadehin en derin yerinde aradım seni
Yoktun
Hiçliğe dönerken bütün saatler
Kapalıydı bütün kapılar
Bütün denizlerin durulduğu bir vakitti
Bir dize daha dökebilmek için hayatın kalıbına
Göğsünü avuçları arasına alıp kanatıncaya dek sıkar şair
Çok sevdiğin bir türkü dillenip
Göğe uzatır mağrur başını
Ve deniz küser sahipsiz çocuklarına
Kalbim duracak gibi olur
Bazen geç kalabiliyor insan
Bazı şeyleri yaşamak için
Çoktan vazgeçmiştim çocukluğumdan
İlk defa gördüğümde ateş böceklerini
(Bir yanım hep çocuk kalsa da)
Ve bundan mıdır bilinmez
Bilinç;
Ayaklarını
Tahta kurularının kemirdiği
Çürük bir idam sehpasıdır artık
Bu ansızın yok oluş,
Son sözünü
En güzel çiçekler uçurum kıyılarında açar
Korkmuyorum artık düşmekten
Uzanmak istiyorum sadece hesapsızca o güzelliğe
Derin bir boşlukta
Zamansız bir ölümde olsa bedeli
Çok uzaklardan geldiler
Ve siperler kazdılar
Çiçeklerle donatmak istediğim ülkemin yollarına
Varolmak düşüncesi
Kemirirken günden güne beynimi
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle