Fikrim gezinip dururken
İstanbul'un kalabalık meydanlarında
Birden eski bir şarkı çınladı kulaklarımda
Yüzümde hissettim ıslak rüzgarlarını
Ve duydum özgürce uçuşan martıların çığlıklarını
Kahrettik bütün.........izm’lerini hayatın
Yankısı kaldı gençliğimizin
Yıkıldı üzerine hasretimizi kazıdığımız
Kıpkızıl yazılarıyla beyaz boyalı duvarları kentin
Kahrettik bütün.........izm’lerini hayatın
Biz kaybetmedik gidenleri
Gidenler kaybetti aslında sevgimizi...
Belki de hiç bilmediler
Böyle sevildiklerini
Belki korktular
Yalnızlık mızrak ucunda
Deniz aşırı bir ülke
Başka dünyaların sürgünüdür yüreğin
Ve kapanmıştır bütün postaneleri memleketinin
Duvardan sekip alnına saplanan
Ben her akşam
Hayal kırıklıkları biriktiririm
Odamdaki o kara kaplı defterde
Her hüzün bir mutluluğu götürür
Benim test kitaplarımda
Ama kızmam hayata
Son bir şiir daha yazacağım sana
Sımsıcak bir maviyi büyüterek ellerimle
Bütün umutları saklamışsa ardına
Tesadüflerin büyüttüğü
O korkunç köşe başı yalnızlığı
Mutlaka söylenecek bir gün
Söylenmesi gereken ne varsa
Ömür yetmese de
Toprağımda bir bahar günü
Göğsümü yırtıp açan çiçeğin
Yaprağına bak
Aşık olduğu için şiir yazmaz hiçbir şair
Şiir yazdığı için aşık olur sadece...
Önceden çizilmiş bir resimdir
O beyazlar içindeki düş
Gece, kağıdına çizdiğin kadar siyahtır
Ne zaman kendimden kaçsam
Biraz daha kendim oluyorum
Acını acıma ekliyor
Daha da çoğalıyorum
Ya da kandırıyorum kendimi
Ateş gerçekten de düştüğü yeri yakıyor
Sen, eski aşklarımın başkenti
Ve hiç kimselerin bilmediği
Bilse de bilmezlikten geldiği
Acıların ılık yüzlü şehri
Belki silindi çoktan ayak izlerim kaldırımlarında
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle