Ölmemek bu olsa gerek
Hiç tanımadığın çocukların duvarlarından
Onlara gülümsemek
Her hıdırellez
Bir gül fidanının diliyle
Yeşertmek baharı yeniden…
An olur
Bir soluk için yalvarırsın
Acını bile özlersin heyecansızlığında
Damarlarında kan
Ve bedeninde ruh dolaşmaz olur sanki
Titrek bir ışık altında
Dostluk:
Paylaşmaktır
Paylaşılan ne olursa olsun
Paylaşılan bir zindanın parmaklıkları da olsa kimi zaman
Kimi zaman kanayan bir yarayı
Şairlerin mabedidir gece yarısı
İniltiler yükselir unutulmuş sokaklardan
Herkesin her şeyi unutmak istediği
Ancak içine attığı vakittir.
Herkesin ‘ancak’la başlayan
Herşeye karşın bir şehri sevebilir insan
O şehre bağlayan hiçbir şey olmasa da
Hatta o şehirde hiçbir olmasa da
Bir şehri sevebilir insan
//
Sen Anadolum
Şairin mesaisidir sevmek.
Aşk biterse emekli olur hayattan.
Nasıl zordur savaşmak
Ruhunu hapseden o büyük boşlukla,
Damıtıp yüreğinde tatlandırmak acılarını.
Sakla o kusursuz yüreği
Kırmayan ama kırılan
Vurmayan ama vurulan
Sevilmesede sevdiği için en ufak bir pişmanlık duymayan
Ve ne kadar aydınlık olursa olsun
Bir idam mahkumunun
Son gecesinde
Annesine gizlice okuduğu türkü kadar sevebilmek hayatı
Hem de o en çok kirletilmiş çağında aşkın
Hani o en çok sevipte sevilmeyen çağında
Öyle güzel ki ateş
Yakıp kül etmedikçe bir yerleri,
Öyle temiz ve berrak ki kan
Dolaştıkça sadece damarlarında,
Öyle masum ki karanlık
Sadece aşkı çağırıyorsa gece kapına,
Olmasını istediğin herkes olsaydı hayatında
Hiçbir yer kalmasaydı gidip görmediğin
Kazanamadığın tek bir kavga...
Mutlu olmanın düşünü yitirdikten sonra
Yine de mutlu olmayı başarabilecek miydin şu hayatta..?
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle