Karayağızım, ak saçlım
Sefanı sürüp cefandan mı geçeyim
"hep cefanı mı çekeyim"
Dağlım, köylüm, kara sevdalım
Gönlüme kilit mi vurayım
Karayağızım, ipek saçlım, ak sakallım
Akşam oldu gün bitti
Bu gönül bugünde seni yad etti
Sabaha gülen o gözlerini özledi
Seni andı hayalini gözledi
Hesapsız ayrılığın
Dönüşü olmayan yollarda
Gizliden gizliye seni ararken
Her elimi uzattığımda
Avuçlarımı doldururken boşluk
Belki hayalimdeki resimdin
Belkide yağmurdan sonra çıkan gök kuşağı
İnsanı tanı ki kula kulluk etme
Kalbini aç kamile sözünü yutma
Bir adıma on adım hesabı tutma
Yaşarken kin tutan canını yorar
Kader bağında var izimiz bizim
Hakiki dost
Dile vurmaz kötülükleri
Kıvrım kıvrım kıvrılır da
Taş yutar gibi
Zorlar kendini
Açar incitmeden seni
Şu cihanda neler var neler baksan
Şükret gün bulup gün yeyipte toksan
Bu öyle bir zaman olmuş ki! Bıksan
İntikam hırsına hiç düşme dostum
Hayat, mücadele kullar yılmamış
Doları yükseltip pusu kuranlar
Doymadınız dünyaya imansızlar
Vampir olup mazlum kanı yutanlarl
Doymadınız dünyaya imansızlar
Genç yürekler zehirleyip pustunuz
Şu sayısız;
Tozu dumana katan atlar
Acep can alıcı gözlerinden mi korkar.
Bizans surlarına dikilmiş,
O heybetli heykel gibi bedenin,
Seveninin yüreğinde çarpar
Tanıdım bu hissi,
Kalbin kanat çırpıyor
Bak gönül bahçemde
Rüzgarın dallarımı inletiyor
Bana bakan gözleriyin
Ayaz gecelerin dertli bağında
Fezaya yükselen sevda çağında
Yokluğa bürünen hasret dağında
Bedenini karaçalı sarmasın
Gönül çiçeğine dal eyle beni



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!