Ayaz gecelerin dertli bağında
Fezaya yükselen sevda çağında
Yokluğa bürünen hasret dağında
Bedenini karaçalı sarmasın
Gönül çiçeğine dal eyle beni
Yaraları sarıp hiç mi hiç durmadan
Şevkat ve sevgiyle kol kanat kırmadan
Bin dokunuşla bir yaşam yormadan
Yeniden bir dünya kuralım dostlar
Sıralanıp birden çok dal olalım
Başımda esmesin karayel artık
Sardı etrafımı zehirli atık
Hesap sormasınlar çarem tükenik
Yeter galan bu sesimi duy felek
Dün hayallerimi başa yıkan sen
Seneler sırtında ömrümüz göçer
Ecel peşimize düşmüş kin biçer
Felek zaman doldurur keyfi seçer
Yanar hasretinle yürek gel gayrı
Gönül sılasında kanar mı yara
Toplayıp dağdan getirdim
Kucak dolusu kır çiçeği sana
Hepside taptaze koklasana
Açılırsın belki,
Yorgunsun, yüzün düşmüş besbelli
Gözlerin öyle durgun, bıkkın ki
Uzak yakın herkes başka sorarsam
Tövbe olsun dosttan gayrı ararsam
Şu yüreğime de iman kararsam
Bu güzelliğe salanlar gelsin
Dedi-kodu kapım dışarı olsun
Niçin boşa kürek sallarsın insan
Üç günlük dünya bu geçip gidersin
Varla yokla cana can katan insan
Sözün özü konup göçüp gidersin
Doyum olmaz ki bu dünya tadına
Diken olup battı kötü sözlerin
Gam, keder, acıyı tattı özlerim
Ağladıkça doldu taştı gözlerim
Acıma tuz basıp bölüp gitti yar
Namert gücünü aşkta da sınadı
Avcı idin düşüp geldim izine
Hasret kaldım bakamadım yüzüne
Ateş attın ciğerimin özüne
Aşkından harabe düştü bu gönlüm
Artık ne can ne de canansın ben de
Kavurdun özümü yaktıkça yaktın
Döndükçe yandın ha yandın kor aktın
Beklenen gelmez ki ırağa baktın
Kaptan kaba koydun , yılmadın gönül
Bir yudum sevgi bi/çare dilendin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!