dün gece ben hastaydım
sen kendinden uzak, sarhoştun
kasvetten
içimde son dünya savaşı
gözlerim çisil çisil ağlamaklı
Böyle kaç sevda biliyorsun
Vicdan duvarına çarpıp parçalanmış
Aklın bile kendini infilak ettiği zamanlar da
Nedameti merhem diye sürdüğün yaralarım
Bu şiiri okuyanlar
Yeni bir ayrılığa tutunduğumu sanacaklar
Oysa bitiremedim senelerdir
Yüzüme yüreğime ömrüme vakfettiğin o ayrılığı
Rüzgarsız bir akşama düşen
Mum ışığı kadar cılızsın artık
Ve dünden daha azsın hafızam da
Yarından az daha çok
Oysa biliyorsun
Iraklık gözle gönüle teğet mesafede
kaskatı kesildi sokakların
seni bugün nerde aradıysam yoksun
bildik bütün telefonlar sessiz
bütün tanıdıklar yabancı bakıyor yüzüme
yol kenarı ağaçları aynı
aynı taş kaldırımlarda oysa
Nasıl bir nisandır bu
Böyle soğuk böyle yalnız böyle yabancı
Sensizlik var her sabahında
Biteviye yağmur var
Çiçekleri açmadı hala eriklerin
Begonyalar çıkmadı balkonlara
Sen ey bildik yabancılaşmanın en tanıdık yüzü
İlk telaşında davrandığın sürklaseyim ben
Karasızlığının kararın da unut bildiklerini
Ve say ki yüzünün kalbine yakın yerinde
Sıkça sayıklanan bir tik gibi sırıtıyorum sana
Beni acıktıracak suyun var mı senin
biz yirmisinde kaale aldık acıları
yaşamın
ilk yirmisinde jilet sürdük bileklerimize
sıcak bir kan pıhtısı gibi
damarlarımızı saydık kahrın akşamlarında
Düş olmalı gördüklerim
İnsanın gözü açıkken gördüklerinden hem de
Ya da tam alınmamış bir uykunun
Şaşkaloz şaşkınlığı gelmiş oturmuş sabahıma
Yatağımın solunda ki üşümüşlük sen misin
Kolumu attığım da bulduğum boşluk musun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!