Sen belki benden önce ölürsün diye
Ben her gün kezlerce ölüyorum korkudan
Sensiz kalırım yalnız kalır yalpalanırım diye
Her gün daha çok seviyorum seni dünden
Bu yağmurda neyin nesi deme
Bir sabah kapın çalarsa
Bir buket keşke getiren çiçekçi çocuğa
Bahşiş vermeyi unutma
Ayaklarına dökecek hüzün yapraklarını
Ve sen anlayacaksın ki
Ben artık yokum
aşkların bittiği yerdeyim
elimde ten kokunu sakladığım papatya
yüzüne akşam düşmeden gelmelisin
kelimeler ucu ucuna eklenirken
seni bir cümlenin en başında çağırmalıyım
kapat kapıları
hayatımın çekmecelerini kitle lütfen
hiç giyilmemiş esbablarımı giy
serilmemiş örtülerimi ser
güvey oluyorum bu gece
güvey oluyorum ölüme.
Bir sabah kapın çalarsa
Bir buket keşke getiren çiçekçi çocuğa
Bahşiş vermeyi unutma
Ayaklarına dökecek hüzün yapraklarını
Ve sen anlayacaksın ki
Ben artık yokum
Ben seni dün gibi değil
Bugün gibi sevdim
Ben seni sevmiş gibi değil
Hiç sevmemiş gibi sevdim
Toplanmış bak valizlerin
Neye yarar yüreğinin isyanı
Olmadı işte olmuyor
Olmayacakta
Hiçbir çerçeveye sığmadı
İkimizin renkli fotoğrafı
Bir gülüşün vardı,resimlerde unuttuğun
Rüzgarın saçlarımı taladığı akşam üzerileri
O adını bilmediğim satıcıların bağrıştığı pazar önünden geçerken
Bilinir bir namlunun ucunda önder sokaktaki ilk adımlarım
Ürkekliğimi yanan köşe lambaları,ayağıma dolaşan çocuklar
Islık çalardı çocuklar,sanki martılar gelirdi
Sarhoş bir rüzgara verdim en sarışın yapraklarımı
Annesiz çocuklar gibi şimdi dallarım
Uçuruma büyür mü insan, ben büyüyorum
İntihar ziyafetleri var her akşam adamlığımın
Sorgularda ele veriyorum kendimi
Seni anlatmak
Sözcüklerin yeldeğirmenine donkişot olmaktır
Göle maya çalmaktır
seni ummak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!