Sabahı görünmeyen
Karanlık bir gecenin koynunda
Hiç dinmeyen kabusların göbeğinde düşlerim
Üşüyorum!
Usul usul intizarı çürüten bu hercai gece
Ben seni hüviyetsiz bir intiharın eşiğinde sevdim!
Sana olan sevdam;
Ecelle koyun koyuna yaşattı beni.
Alıştım ölümlerin her çeşidine.
Azrail’le cebelleşip,son nefesler verilirken;
Hırıltılarda ben vardım!
Hayatın dikenli taşlı yollarından geçerken
Bir sığınağım olsun istedim
Sevdim.
Hayata ilişkin acılarımın arasında
Yatağa uzanıp ta gözlerimi yumduğumda
Düşünecek güzel bir şeyim olsun istedim
Her şarkıda sen olmasan
Gök kubbe koca bir yalnızlık,
Yer yüzü upuzun bir kahır olurdu,
Kirlenmiş bir paçavradan farksız şu dünyada
Varlığını bilmesem
Sokaklar ayaklarımın altından kayar,
İşkence altında her gün her gece,
Ölümlerden ölüm dileyen esir gibisin!
Bitmeyen acılar içinde,
Gün be gün tazelenir,kanar yaraların be oğlum.
Yaşamadan buruşmuş,
Müsvedde kağıt artık hayallerin.
Seni yaşamak vardı şimdi
Hiç kimseden gizlemeden,çekinmeden
Arsız ve umarsızca haykırmak vardı aşkımızı
Gökyüzünde özgürce süzülen kuşlara inat
Ele ele tutuşup kırlarda yürümek vardı
Saçlarına değmeliydi rüzgar
Bakıyorum yıllar sonra beni görünce
Titredi gönül telin aldı seni bir düşünce
Sana döndüm,ettiklerini unutulmuş sandın
Sanmaki yine alır oynarsın gönlünce
Sanmaki ben yokluğunda yıkıldım
Kahredip herşeye canımdan bezdim
Yalnızlık denizinde kayboldum
Bulamıyorum yönümü sensiz
Neden bu kadar acıyor içim
Hangi sürgünlerde yüreğin
Dünya neden bu kadar karanlık
Hangi limana bakar gözlerin
Bir türlü anlam veremediğim,
Aklımın yetişmediği,
Aksak bir yaşantıya sahibim! !
Hep bir şeyler eksik...
Ya zamansızım,
Verdiğin acılara inat,yokluğunu kabullendim
Alışılmışın dışında söylenebilecek ne kadar söz varsa,
Seni anlatan her sözü unuttum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!