İkinci Dünya Savaşı sonunda Amerika ve Rusya arasında bölüşülen Dünya o kadar ilginç şeyler yaşamıştır ki bunun bir oyundan başak bir şey olamayacağını düşünmek oldukça yerinde olur. İki kutba suni olarak ayrılan; ama her iki kutubunda el birliği içinde olduğunu göstermemek adına çeşitli senaryolar üretilmiştir. Soğuk savaş, psikolojik savaş, nükleer silahların sınırlandırılması vs...Bu iki emperyal güç tarihte hiç olmadığı kadar insanları salak yerine koymuşlar ve bunda da oldukça başarılı olmuşlardır.Güçlü bir
Millet olan Türk Milleti de bu oyunlara gelmiş, tarihi birikimini, olması gerekene yerini bu oyunlar sayesinde terketmiştir. Dünya'da bütün diğer unsurlar bir şekilde arka bahçe kabul edilmiş olup, her iki tarafta arka bahçelerine şirin gözükmek için ilginç yötemler uygulamıştır. Öyle ki: Bazı yönetemler açık verirken bile normal karşılanmıştır. Örnek: Amerika ile sorunlu olan kişi ve kurumlar, onun zıt kutubunda bulunan Rusya'ya gitmek yerine Avrupa' ya gittikleri görülmüştür. Bunun tam tersi de olmuştur. Biz Türk Milleti olarak ya Ameriknacı olmuşuz yada Marksit Leninist olarak kendi içimizde birbirimize düşmüşüz. Darbelerin, kargaşaların ardında genel olarak bu vardır.Sovyet Rusya içinde bulundurduğu Türkleri asimle etmekle uğraşırken, Amerika bu asimilasyona gizli destek vermiştir. Bizim engellenmesi gereken bir olduğumuz hususunda da bir anlaşma söz konusudur ki; bu tarihte neler yaptığımız ile bellidir. Amerika ne hikmetse Orta Doğu için Türkiye ile masaya otururken, Türk Milletini bir bütün olarak almıyor. En ihtiyaç duyduğu dönemde dahi, Türk Milletini bir bütün olarak düşünüp kendi menfaatlerini koruma cihetine gitmemiştir. Bu korku o kadar içine işlemiş ki, bu Millet güçlenirse beni tarihten silecek diye, Orta Doğu da Asya da en güçlü ve en geniş coğrafyaya yayılmış Türklerin Birlik olmasını istemiyor. Biz birlik olamadığımız müddetçe de gerek kendi içimizde gerekse Dünya da geçerli şeyler yapmamız mümkün değildir.Düşünün, Afganistan' a Türk Askeri istiyor, orada Türk Askeri çok seviliyor, sebep nedir? Sebep Şudur: Afganistan kuzeyinde özellikle Özbekler, Hazarlar, Kırgızlar,Türkmenler yaşıyor ve sayıları 10 milyon civarı bu da ülkenin yaklaşık üçte biri. Bu Türk boylarından Talibana ve El kaideye katılanlar da var. Aynı paralelde Tacikistan var. Bu Ülkeninde %35 i Türk boylarından oluşuyor. İran'ın %45 i Türk.(1920 de Türkmen soylu kacar hanedanını yıktıklarında bu oran%60 idi.) İran ile sorun yaşıyor çözmek için Türkiye arabulucu olmaya çalışıyor. Buralardaki Türk Milletini yok sayarak yada asimle etmeye çalışarak durdurmaya çalışmasaydılar, her zamanki gibi Dünyanın dengesi bu kadar bozulmazdı.Tarihte bu net bir şekilde bellidir. Türk Milleti denge unsuru olmuştur. Çin içinde 1949 yılında bağımsızlığı elinden alınmış Uygur Cumhuriyetinide 50 milyon Türk'ün ya asimle edildiğini yada savaşlarda yok edildiğini de hesaba katarsanız olayaın vehameti ortaya çıkcaktır. Şimdi bir daha düşünmeleri gerekecek. Türklerden korkmak yerine Türk Birliğinin kurulması için biraz çaba sarfetseler Dünya sorun üretmeyecek bu kadar. Türkistan sınırları o kadar nettirki O kadar açıktır ki, bunu değiştirmeye çalışanlar ne kadar yanlış yaptıklarını bütün berraklığı ile görürsünüz. Mesela, Rusya sınırları içerisinde Türklerin yaşadığı topraklar 4 milyon km2. Bu Rusya'nın dörtte biridir. Bütün özerk ve federe Cumhuryetlere Rus doldurmuşlar Cumhuriyet isimleri Türk ama bir çok yerde nüfusun çoğu Rus. Şimdi diyeceksiniz ki Türkiye de neden bu yapılamadı. Mesela Kürt'lerin yoğun yaşadığı şehirlerde Türkler göç ettikleri yada göç ettirild,ikleri için şu anda bu kadar problem var. Yani Çin yapınca Rus yapınca iyi bize gelince ne hikmetse yapılmıyor. Ben facebook'ta 'TÜRKBİRLİĞİ KURULMALIDIR' diye açtığım site bütün bu oyunları durdurmaya yöneliktir.
Anlamsız bir davranış;
sonra yakarış, kıvranış...
Gereksiz bir yıkılışa hazırlıklar yapılır.
Çok beğenlir, kıskanılır, tapılır.
En son söylenecek baştan söylenince.
Dün bir bugün iki olur biter.
Dağları delen sabrın yoksa, dağlara boyun eğdiren mücadelen olsun.
Gücünü aklından almıyorsan, güç veren başka çirkin şeylerin olmasın.
Kıskançlık planlama merkezi.
İnadın adını kıskançlık koyan.
Sevginin adını kıskançlık koyan.
Kıskançlık adı altında göz oyan.
Hayat karartan...
Tekme atan.
Sevgiler yalan olmuş; ama bunun sebebi nedir, diye bir soru sormak ve Allah'ın insanlara bahşettiği bu en yüce duygunun neden yalanla anıldığını
irdelemek gerekiyor. İnsan yaratılıştan itibaren sevgi denen duygu yüklü olaarak yaratılır. Yani insanın kolu, bacağı, akciğeri vs. görünen varlıları, sevgi ise görünemeyn varlıklarıdır. Öyle ki, gerçek bir sevgiyi silip atmak bir organınızı bıçakla kesmekten daha zor bir şeydir. Kişilik oluşumu sürecinde
insan, toplumsallaşır, soyalleşir. Bu toplumsallaşma ve sosyalleşme süreci içersinde; ekonomik, psikolojik, kültürel bir çok şey yaşayan kişi bu önemli duyguya karşı duruşunda bilinç altı bir şeyleri artı yada eksi kutup olarak kazanır. Toplumların doğal yaşamdan çıkıp, çeşitli değişikliklere uğraması sevgi donanımını ve sevgiye bakışı etkiler.
İlkel toplumlarda sevgi, kişi için olmazsa olmazdı. Bunu beyin gelişiminin çok alt sınırlarda olduğu, eğitimin hiç olmadığı insanı ele aldığınızda anlarsı-
nız. Kabile olarak yaşayan insanlar,kabilelerini korumak, onların yaşaması için canlarını hiçe sayıp barınmalarını sağlamak, vahşi hayvanlara karşı verilen mücadeleler hep o sevginin ürünleri idi. Menfaatin ve mecburiyetin olmadığı bir ilkel yaşamda bu tür fedakarlıkların tek açıklamsı olabilirdi; o da sevgidir. Aile yapısı yada evlilik denen bir şey henüz olmadığı halde her grup
Eğer gidersen selam eyle.
Gül benim için doğan güneşe.
Bulutların arasında hep bir şeyler gizli...
Yağmur yağarsa sığınma ot yığınlarına.
Efkarlanırım,ağlarım.
O dağlar benim dağlarım.
İnsanlık kapısı kapanmış meğer.
Sevmesem ne olur sevsem ne olur.
Duygusu, mantığı yok ise eğer.
Sevmesem ne olur sevsem ne olur.
Söz söylese söde mana bulunmaz.
Ben nice düşler sevdim, düşlerde sevdim.
Düşmesin diye umut; düşledikçe sevdim.
Yıkılmasın diye duvarları sevdim; uyudum sarmaş dolaş.
Hiç bir kervan geçmedi uyuyalı beri.
Bir sese hasret iken baykuşları sevdim.
Yol versin diye dağları sevdim.
Milliyetçi olmak zorundayız. Bu nerden çıktı diyenler, mecbur kalarak
millyiyetçi olunmaz diyenler, dindarım diyenler, liberalim diyenler,
sosyal demokratım diyenler, sosyalist veya muhafazakar demoktaım
diyenleri duyar gibiyim. Yahu ne olursanız olun; ama milliyetçi olun
diyorum ben. Yoksa olduklarınızın hiç biri elinizde kalmaycak yakında.
Çünkü tarih ortada, yaşananlar ortada, gerçekler ortada. Ne zaman
Siz ne kadar inançlısınız, neye göre belirliyorsunuz inancınızı,
başka inançlara ne kadar saygılsınız, inançlarınızı sorgulamak
gibi bir şeyler yapabiliyor musunuz, görmediğiniz şeylere inan-
dığınızda samimi misiniz, bu inançlara işinize geldiği gibi bir
tavır içinde misiniz, mecburiyetten inançlarınız, menfaat inanç-
larınız var mıdır?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!