Ne çok şey var yarım kalan.
Ne çok şey var...
Yarıya gelmeden bitenleri mi söylesem...
Başlamadan bitenleri mi söylesem.
Başlama ihtimaline tutunduklarım.
Başlasın diye yutkunduklarım...
neden ağlamıyorsun
bak ciğerinden bir parça kopuyor
gözlerin seni ağlamaya davet ediyor
umutların ölü balık gibi
yüzmüyor
hayallerin yer altında fosil
Anlamak güzeldir, insan diyince.
Özü bozuk olan halden ne anlar
Her şey duygu ile, her şey sevince.
Sevgisiz yürekler dilden ne anlar.
İstersen devriş ol ister şahane.
Ne çare ki yiğit olmak yetmiyor.
Mertlik kalesinde kalmak ne çare.
Ahuzar bitmiyor, sitem bitmiyor.
Derin girdaplara dalmak ne çare.
Yürekteki hüner, pazarda mezat.
Günler geçmiyor desem.
Güneşe sitem etsem.
Duman olsam, ateş olsam tütsem.
Ne çıkar karanlığa kurşun sıksam.
Dalgalansam azgın denizler gibi.
Vursam yokuşlara özümü.
Nasıl adam oluruz, derken kriterleri nedir adam olmanın? Mecazi
anlamda adam olmanın altında yatan o kadar çok şey var ki say say
bitmez. Ben burada önemli olanları yazmaya çalışacağım. Bireysel
adamlık, toplumsal adamlık, devletsel adamlık ve dolyısı ile evrensel
adamlıktan söz etmeye çalışacağım. Tabii bunlar bir birini tetikleyen
unsurlar olduğu için bir birinden bağımsız düşünülemez.
Nazlı naz eyleme nazdan usandım.
Hayat naza döndü nazı istemem.
Sayende yıllarca yandım ha yandım.
Ateşlere atan kızı istemem.
Bakışların bir naz, nazlı duruşun.
Ben evde yoktum mutluluk geldiğinde.
Kapılar kilitliydi.
Ben söyleyenlerin yalancısıyım.
Bakınmış uzun uzun.
Dönüp arkasına bakmadan gitmiş.
Ayak seslerini bile duymadım.
Mutluluk geldiğinde ben yorgundum.
Uyumuşum derin derin.
Vurmuş kapıya olanca hızıyla.
Açaamadım gözlerimi.
Bir ağırlıktır çöktü üstüme.
Gerekçeler küme küme.
Mutluluk geldiğinde göçük altındaydım.
Burdayım diye bağırdım, bağırdım bağırdım.
Onu göçük altına çağırdım.
Gelmeye çalıştı gelemedi.
'Ne işim var orda' diyordu.
'Tuhafsın' diyordu.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!