Öğrencilerim…
Kalem elde, dil yürekte
Şairlik ruhu vardır;
Fatih’te, Gülşen’de, Dilek’te.
Öğrencilerim…
Yüzündeki kırışıklıklar arttıkça,
Ö-lüm anı yaklaşır hece hece.
Takatsizlik son haddine varınca,
Azrail misafir olur bir gece.
Önce imam, akabinde su sesi,
Gerçekten çok şanlıydı,
Topkapı’nın eşiği.
Dünya’da Osmanlı’ydı,
Uygarlığın beşiği.
Tatlı bir şerbettir onlara zulüm,
Kemâle ermek için acıyı tadarlar.
Bir şebiarustur rintlere ölüm,
Dünya gömleğini üzerinden atarlar.
Sanma onlar kara topraktadırlar,
Büyük dedem I. Dünya Harbi’nde
Çocuklarını bırakıp köyünde
Cepheye gitmiş.
Büyük dedem, sargılı kolu
Omzunda düşman kurşunu
Bayram sevinci gelmiş bu sabah bizim eve,
Çocukların gözlerinden parıldıyor güneş.
Herkes dört elle sarılmış o büyük göreve,
Seve seve yardımlaşıyor üç küçük kardeş.
Kalpler umut yüklü, mutluluk var hecelerde;
Öğrencilerim, gelin buyurun!
Bir sofra kurduk,
Herkese duyurun!
İşte kaşığı, pilavı, tası...
Bizim soframız, Halil İbrahim sofrası...
İsteyen gelir, yer;
Taş yerinde ağırdır,
Çakıl taşı hiçbir yerde.
Boşuna didinip durma,
Otur oturduğun yerde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!