Ejderhalı çeşmeden su içilmez.
Hilm köprüsü yoksa ilme geçilmez.
İnsanın içinde ne varsa ağzından da o çıkar,
Bazıları soğan kokarken bazıları gül saçar.
Yay gergin, el sağlam olursa ok hedefi bulur.
Şeyhin iyisi kendisi uçmaz, müridini uçurur.
Kürşad’da gördüm seni ey kahramanlık!
Kırk yiğitle basılırken Çin sarayı,
O büyük setle açarlarken arayı,
Gönlümüze esiyordun ılık ılık.
Alparslan’da idin sen ey kahramanlık!
Yüce Rabbim kerem eder, lütfeder.
O cansız bedene can verir,
Ruh üfler…
Akıl verir, irade verir,
Seni süsler…
Ey âlemlerin gözbebeği, Ey beşer!
Pilavdan dönmez hiç tahta kaşığı,
Yaman olur Kastamonu uşağı.
Ozanoğlu’dur en büyük aşığı,
Yaman olur Kastamonu uşağı.
Etli ekmek, bandumaya bayılır,
Ben bir kavak ağacıyım,
Ülkemin herhangi bir köşesinde.
İzmir’in Çeşmesi’nde,
Veya Uşak’ın Eşmesi’nde.
Ne meyvem vardır yenecek,
Nankördür bu kediler,
Ya da kedi gibiler…
Acıkınca “Miyav!” der,
Her an yanında gezer.
Aş verince iş biter,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!