Ne çok ses kulağıma üfledi bu notaları
korktum canım çekildi yamacıma
ürktüm ıssızlık oldu annem
tünelin ucu şahdamarım
her an daralan hayallerim
buğulanan camın ihaneti
Yüreğinden koparılanlar
asi bir ihanet pençesinde
gıcırdayan lanet bir kapı,
açık unuttuğun didinmelerin
çeker üstüne kendini.
Telleri çalınmış bağlamamın
sapına ektiğim notalar yürek yoksunu,
Parmak uclarım karanlığa öyle bir türkü söyler ki
duysan gözlerin acır,
Bir ritim tutturmuş kalbim daha anne karnın da iken
hislerim dört nala
Yağmura sancılı bulut
elini göğe açan ateşe üşür
boğazına atılan düğüm
güneşin yakasına iğnelenmiş
Sokakları dar pencerelerden
uzanan iki el degiyor
zamanın kimliğine
akşama ne pişirelim
telaşı içinde
sahipsiz yorgunluklar
Seni en son gördüğüm yerin
kapısında nöbetçi gözlerim
kudurmuş bir denizin üstünde
ipi şimşek olan salıncak boşluğun
Dolunayı misafir ederken evren
buzdağının üzerinde
hikayesi kendine yabancı
rüyalar akıyor gecemize
Kış güneşine saklı
çiçeğin soğuk kokusu
çare dileyen gözler
kitap sayfam
yazarı olmaktan korktuğum
biyografiler kalbime havale
Dalıp gitmelerin
bebeğini kaybetmiş
bir anne feryadı
gökyüzüne çarpmış bulutlar
cehennem gibi yanıyor düşlerinde
Olan oldu
Giden kalana sevap yazar
kalan eceline koyar başını
ruhuna yurt ararken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!