Başa bela gelince sebep görmezde kalır,
Nedenler aratılıp “Allah yazdı” denmesin!
Saksağanlar ötünce Recep ermezde kalır,
Suçlular yaratılıp “kullar bozdu” denmesin!
Soma’daki Taşeron, İmralı’ya dönmesin…
Düşünmeden dalarsın, boz bulanık sellere,
Senin sorumsuz halin Allah’a ayan gönül…
Lal olmuş bülbül gibi ket vurmuşsun dillere,
Senin bu sır melalin Allah’a ayan gönül,
Sen nelere dayandın buna da dayan gönül…
Yaptığın iyilik Allah içinse,
Asla hatırlama, unut onu sen!
Düşmanlık yapsa da senden geçinse,
Boşa sorgulama, unut onu sen!
İki şey mutlaka olsun aklında,
Aptal, zeki fark etmez; diyet sütten azıksa,
Nefsin seni terk etmez, niyet kökten bozuksa!
Asil azmaz, tuz kokmaz; isterse dünya yansın,
Edep, hayâ kâr etmez; illiyetten bozuksa...
Her çiçekten bir zerre peteğe taşır arı,
Ağıdan da bal yapar insana sırdır zarı…
Her verdiği oğulun belki de baldır kârı,
Kıvamını tutturan İlm-i Hâl’dir, İlm-i Hâl…
Mevlâ’m ister ki kulu hece, hece okusun,
Dilde olan kelamı kalbi tasdik etmezse,
İnandım dese bile iman etmiş sayılmaz!
Özde yanan ateşte yüzde duman tütmezse,
İnandım dese bile iman etmiş sayılmaz!
Sofrasına gelende helal haram seçmeyen,
İSYANKÂR
Var iken şükürsüz, yokta isyankâr;
Kaybettikten sonra ah, vah demesin!
Azından sabırsız, çokta gönlü dar;
Kaybettikten sonra ah, vah demesin!
Eskiden Bozkurt’muş bak şu yalana,
Bozkurt’a zül olur, kurt bile demem!
Elin kapısında köpek olana,
Hayvana zül olur, it bile demem!
Kördüğüm zannetme sende çözümü,
İnsanı düzelt ki dünya düzelsin…
Çok sebep gösterip oyma gözümü,
İnsanı düzelt ki dünya düzelsin…
Kendi yaptığını kendisi bozar,
Cimri, günahını atmaz yabana,
Kimseyle paylaşmak işine gelmez!
Bazen nefse uyar, bazen de bana,
Yine de anlaşmak işine gelmez!
Dünyaya doymayıp beni kemirse,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!