Hadi git,
Düşünme beni.
Bıçak sırtında iken sevgi ve nefret
Sanıyorum,
Karışmaz duygularım;
Okyanusdaki akıntılar gibi...
yarim ben sana ne demeliyim,
osmanlı sarayından gül koklamak istersin
resmini yapsam kırmızı gülün
mesela
taksim tranvayında
sarı lüle saçlarınıda koysam tuvale
'' Hani yağmur yağardı inceden,''M. MUNGAN
hani;
mutluluktan parlar ya insanın gözü
nasıl kalabilirsin
gülü koparılmış dal gibi
usaresi yitmiş
kupkuru
koş
kınalı bir ceylan ol
tek başına bir ömür yürüyüşüm meşakkatliydi
ah bu yorgunluğum hiç beklemediklerimin sırtını dönüşündendir
ta başına dönme isteğim korkakca
ne kadar saçma
geçmiş ola...
erdem kırıntısı kadar sıradan
aşk nereye kadar
kavlamış heceler tutuşur
bakışla
dokunuşun hissi
uçurtmanın dengesi
esintide
kuşkularımı dizginlesem,
gecenin sökülmüş yerlerini bilsem; ay yetse
ve hiç derdim olmasa aydınlıktan yana...
kış bahara uğrasa
şaşırsa ağaçlar
ne güzel duruyor dalda kar taneleri ve zerdali çiçekleri
kim demiş
hangi canan
cananına küsmüş
kim kimin
defterini dürmüş
geç bunları
durgun dimağları, yorgun ayakları değiliz bu şehrin
arşa yükselen ütopya merdivininde eğleşemeyiz.
olmuş-olan yankısını işitir o an
yalınayak rakkase adımlarıdır uzaklaşan
yaşanmış bir çember daha düşürür hiçliğine,
Hos bir siirdi tebrikler guzelliklerde kalin saygilar *** TAM PUAN ***
çok sevdim.. yüreğine sağlık