Mehmet Halil Şiirleri - Şair Mehmet Halil

Mehmet Halil

13 Mart günü İzmir Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür ve sanat merkezinde, Fırından yeni çıkan kitabını Uluç Gürkan İlk bize tanıttı…
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’a kitaplardan bir kısmını bize hediye olarak dağıttığı için teşekkürler…
Uluç Gürkan 12 yıllık parlomento, 23 yıllık gazetecilik ve Ayrıca AGİK Parlamenter Asamblesi ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde Başkan Yardımcısı TBMM’de Meclis Başkanvekilliği gibi engin deneyimlerinden sonra…
Bütün bu deneyimlere sahip birine sıradan birinin eleştirisi etkili olmaz elbette… Buna rağmen ben diyeceğim ki, bu kadar tecrübe Uluç Gürkan’ın sıradanlığına çizgi atmamış… Ama hatiplik konusunda ustalaşmış, zamanı iyi kullanmayı öğrenmiş…
Gürkan, bütün bu deneyimlerini, sıradan insanları karşı,, egemen güçlerin lehine kullanmak için kendini yenilemeye harcamış… Eksiklerini bu yönde gidermeye çalışmış…
Ermeni meselesinde ‘’Soykırım’’ iddiasını çürütmek için, ’’ üç ayak’’ üzerine kurduğu savunmayı anlattı.

Devamını Oku
Mehmet Halil

İki kafadar bostandan karpuz almaya gider gibi kız istemeye gittiler. Arkadaşı
Temel'e babalık yaptı ‘’Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız F’yi arkadaşım
T’ye istemeye geldik’’. Misafir olarak onları kabul eden Hasan bey, insan, gökten
öküz düşse nasıl hayretle bakarsa, o inanılmaz gözlerle suratlarına bakmaya
başladı. Gözleri bir Temel'e bir arkadaşına bakıyordu. Şaşkınlıktan ne diyeceğini
bilemeyince elleri göğsünde kenetli sessiz oturan karısına baktı. Her zaman bu

Devamını Oku
Mehmet Halil

23 Nisan 1960 İstanbul üniversitesi’ öğrencisi, Turan Emeksiz, Kurulan tahkikat komisyonuna karşı yapılan gösteride vuruldu, benim gençliğimde gördüğüm ilk teröristlerdendi… 20 yaşındaydı…
15 temmuz 1968’de İstanbul’a gelen 6. Filoya karşı eylemlere katılan Vedat Demircioğlu Teröristi. öldürüldü.
1970 yılının 15-16 Haziran’ında işçi haklarını kısıtlayan hükümete karşı işçiler ayaklandı, Eylemlerini engellemek için kurulan bütün Polis Barikatları’nı parçalayarak günlerce İstanbul’da hayatı durdurdu. İstekleri yerine geldiği için, olaylara katılan bütün işçiler teröristi…
16 Haziran'da, Kadıköy Meydanı'nda polislerin, sayıları onbinleri aşan işçi kitlesinin üzerine açtığı ateş sonucu Mutlu Akü Fabrikası'dan Yaşar Yıldırım, Vinleks'ten Mustafa Bayram ve Cevizli Tekel Fabrikası'ndan Mehmet Gıdak adlı işçilerle birlikte bir esnaf ve bir de polis yaşamını yitirdi, yüzlerce işçi yaralandı. Sebep terörist olmalarıydı…
Yine 1970 döneminin baskılarına karşı öğrenci hareketlerinin başını çeken Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları teröristti…
Ama bu ülkenin topraklarına NATO’yu sokanlar, 6.Filoyu boğazda dolaştıranlar değildi… İncirlik’i NATO askerlerine üs olarak verenler terörist değildi…

Devamını Oku
Mehmet Halil

İnsan büyüyünce kendi gözünde
Kaftanı biçilince o bölgeye göre
Günahı görülmez deryanın içinde
Güler diğerlerinin diktatörlüğüne…
Maşa paslanmaz sıkan ellerde
Öper o elleri düşmemek için yere.

Devamını Oku
Mehmet Halil

Sustada Sadi Kalemli
Hüsmen Durmuş
İblis saim Şahin
Bunlar gibi daha niceleri…
Oğlum Memed bunlara bakıp,
Umutlarını daha çok büyüteceksin

Devamını Oku
Mehmet Halil

EVET, BOYKOT veya HAYIR konusundaki kararı bu kadar ciddiye almamıştım.
Daha doğrusu, referandumu ciddiye alacak kadar bir kazanım veya kayıp görmediğimdendi bu kayıtsız tavrım. Ama yapılan öfkeli tartışmaları görünce, sandığım kadar önemsiz olmamalı bu iş diye düşünmeye başladım. Ben bu anayasa değişikliğindeki kazanımı, emekliye verilen 20 TL’lik zamla ölçmüştüm. Ha almışım ha almamışım diye es geçmiştim. Ancak YAŞ’taki ve muhalefet partilerindeki öfkeleri görünce ciddi olarak düşünmeye başladım.
Bir de sosyalist ve demokrat olarak tanıdığım arkadaşlarımın tavrını değerlendirdikçe aklım uçuklamaya başladı. CHP ve MHP yi anlamaya çalışıyorum. İllegal örgütlenmeleri olan Ergenekon çetesi savunucuları olarak bu işle görevliler. Suçları ortaya çıktıkça prestijleri sarsılacak, itibar kaybedecekler. Ya sosyalist cephede olanlar (önemli bir kesimi kendilerine sosyalist demekten çekiniyor…) demokrat olduklarını iddia edenler. Sadece AKP karşıtı olmaktan mı kaynaklanıyor HAYIR veya BOYKOT demeleri? Yoksa Kemalizm’in şah damarı orduyu ve cuntacı aydınları koruma ve kollama görevleri genlerine işlemiş olmaktan mı kaynaklanıyor bu görev? İnsanların içinden geçen treni kavramak kolay değil.
HAYIR veya BOYKOT’ un gerekçelerini özetlersek:
Birincisi; Emperyalizmin oyunu olduğu gerekçesiyle boykot tavrı, ya emperyalizmin ne olduğunu bilmiyor arkadaşlarım, ya da ordu ile emperyalizmin ilişkilerini, ordunun misyonunu… Emperyalizmin dünyada oynadığı oyunları hangi güçten alıyor? Ordudan, paradan ve uluslararası sermaye örgütlerinden… En büyük güç de ordu. Bu da sadece ABD ordusu değil. Azınlığı ABD’den ve gelişmiş ülkelerden. İnsandan çok teknoloji ile katılıyorlar, emperyalizmin zengin ülkeleri. Asker çoğunluğu ise az gelişmiş ülkelerden, bunların içinde en güçlü olan ordu da Türk ordusu. Dünyadaki her savaşa da 60 yıldan beri sürülmekte… Yani her halükarda emperyalizmin boyunduruğunda… Bu yeni bir şey değil… Bu gün üretim kaynaklarının %65-70 şini uluslar arası sermaye kontrol etmekte… Bu kimin sayesinde? Şimdi savunulan Kemalist ordunun… Sanki yedi yıldır bu duruma gelmişiz gibi davranmanın neresi temiz politika? Yalnızca uygulanan sıkıyönetim, OHAL bölgeleri ve darbelerle onbinlerle ifade edilen ölümlerin, yüzbinlerle ifade edilen işkencelerin kayıpların sorumluluğu bu ordunun değimli? Şimdi hepsi devleti savunduk. Emir tepeden geldi demeye başladı.
Ya bilinçli olarak siyasi kararınızı verdiniz ve şimdi kendinize temiz bir gerekçe arıyorsunuz, ya da gerçekten bunları unuttunuz.

Devamını Oku
Mehmet Halil

çocuklar eziliyor en çok savaşlarda
eğer çocuklar suçluysa
suçlu doğuran bütün analarda
eğer analar suçluysa suçlu bütün babalar da
geriye bir tek suçsuz kalıyor
savaşı körükleyen,

Devamını Oku
Mehmet Halil

Çok uzun,
bir tarih şeridi önümüzde
İlk çağlardan başlayıp,
Bu güne kadar uzanan.
Bu gün, göz nakli yapılıyor.
Kök hücre ile,

Devamını Oku
Mehmet Halil

Sabahın saat dokuzu
Dokuzuncu kattan
Halı çırpıyor komşu
Halı ağır komşudan
Görünce
dikilip kaldım korkudan.

Devamını Oku
Mehmet Halil

Bu gün fuarı dolaştım… Bu gezi benim için önemli oldu. Türkiye’nin geleceğinden baya umutsuzdum. Şimdi içimde yeni bir umut ışığı doğdu. Türkiyenin ekonomisini düzeltmek için, yeni ve önemli çözümler bulunmuş da haberimiz yoktu. Onu fuarda görmüş oldum.
Fuarın en büyük pavyonu adalet bakanlığı ürünlerine ayrılmış… Dışardan bakınca ‘’Adalet Bakanlığı’nın ne ürünü olabilir ki! ’’ diye düşünmüştüm… Olsa olsa kanun kitapları satabilir diye girmedim içeriye… Sonra arka kapıların girişinden cezaevleri isimleri çarptı gözüme. İçeri bir girdim ki Türkiye’de ne kadar cezaevi varsa sanki dumansız fabrika olmuş… Akla hayale gelmeyecek ürünler. Hem de piyasadan bir lira, beşyüz kuruş ucuzuna… Belki mahkumların bile haberi yok bundan. Onlar belki de ürettiklerinden çay parası bile alamazlar. Üstelik yattıkları her gün için otel parası bile ödeyebilirler.
Bu akıl bu zeka kaç devlet yöneticisinde bulunabilir? Fabrikalarda; yok işçi ücreti, yok sosyal haklar, yok kıdem tazminatı vs.. vs.. derken kar mı kalıyordu… Kapatmakta ne kadar haklıymışlar… Biz zannediyorduk ki, üretim durdu. Kafamız bu kadar çalışıyormuş… Adamlar bakanlığı, başbakanlığı ne kadar çok hak etmişler de haberimiz bile yok… Uyuduğumuzu itiraf edeyim.
Çıraklık döneminde pilot cezaevlerinde bu tatbikatlar yapılmış da haberimiz yok… İş çok karlı olunca, cezaevlerine yatırım yapılmaz mı? İşte Türkiye’nin geleceğini parlatan bir çaba… Bütün okulları cezaevlerine çevirmek gerekli, bundan sonra bunu savunacağım… Dünya krizin içinde boğulurken Türkiye niye krize girmedi şimdi anladım… Bir karış verilmeyecek toprakların satışından zannediyordum, ama toprağın ne kıymeti var ki? Olsaydı benim köydeki yer de para ederdi de burada aç yaşamazdım.
Napolyon’un para! Para! Para! Sı şimdi oldu; cezaevi! Cezaevi! Cezaevi! Kalkınmanın yeni modeli.

Devamını Oku