Kargalar kendileri haber verdi;
Bed seslere ot tıkayan gençlik,
Nesl-i Cedid’le bir devir sona erdi…
Zulmet dolu kalın perde yırtıldı,
Ağaran kızıllıktan yeşil nurlar atıldı.
Karanlığa dedi şöyle dur.
Gönül ikliminden göçüp gidiyor
Zincir halkaları yıllar ve kuşlar.
Bak, zaman neleri dümdüz ediyor
Eriyen gururlar, eğilmez başlar! ..
Bir kuşun kanadı değince sise
Sorarsa geçen yıllar, ben de değişen nedir,
Bir ömrün tarihçesi şu kısacık özdedir.
Yaşamaya ne hacet, hayat buymuş besbelli;
Yoruldu, kaldı dersin, yirmi iki senedir…
Bir padişah kendini ayıyla, yıldızıyla
Masalda devler ile suda deniz kızıyla
Tanıttırmak istiyor, hala görmüyor musun?
Çabuk ol zaman geçip gider şimşek hızıyla…
Sevgi;
İnsandan insana değişen ilgi
Herkese nasip olmayan ihsandır.
Sevgi;
Kimine bir demet çiçek
Kimine en acı gerçek
Seni sevenlere cefa eyleme
Sonunda gene sen pişman olursun.
Gurura kapılıp “büyüğüm” deme
Dostum dediğinle düşman olursun.
Sev seni seveni, eyleme zulüm
Kışın ortasında
Yazın tadı bulunan
Konserve bir gün daha
Yaşıyorum…
Tepemde güneş
Dağlarda kar
Gözleri kapalı, kalbi uyanık
Görüp düşündüğü garibin ahı.
Bülbülün feryadı bu kadar yanık
Yoktur düşünmenin gece günahı…
Ağlayan gözünde yaş donuk donuk
Dağlarda ışıl ışıl
Güneş sarardı söndü
Düştün gene aklıma
Yalnızlık geri döndü.
Karardı karlı dağlar
Varlığım sılada gözlerim burda,
Dünyaya kör gibi bakmak ta varmış.
Yüreğim ağzımda canım burnumda,
Ölümü gurbette tatmakta varmış.
Günlerim karanlık, güneş bihaber,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!