Zavallının bir şöhret peşinde
Yıllarca uğraşmış, emeklemişti.
Zaman geçip gitmiş, doksan yaşında
Ümitsiz olmamış, hep beklemişti.
Gelecek diyordu bir talih kuşu
Sahte aktörler çıktı, boynu bükük sahneler
Türk’ler yaptı, yapacak tarihte neler neler…
Altun sayfa, tunç kapak, tarihler Türk’le başlar
Okuyana, görene kahramanlık bağışlar.
Hatırlamak yetecek gücünü anlatmaya
Bakın nasıl yüceldi Türkün şanı semaya:
Muhteşem orduları yeniden peşine diz.
Dün nasıl yüceldiysek, bugün de yüceliriz.
Yeter ki Türk milleti dönmesin benliğinden,
Elbet yarından yakın bir zamanda geliriz…
Kırk yılda kaderim bir defa gülse
Bin defa ağlattı gülemezsin ki.
Yaşama sevinci mutluluk verse
Hayat işkenceydi alamazsın ki! ..
Ümidim kalmadı, talihim kara
Aşkımın gülleri diken içinde
Elime batmadan alamıyorum.
Sevda treninin düdüğü sende
Başka duraklarda kalamıyorum.
Bülbüller uzakta buruk sesleri
Bu cennet yurdumun her yanı inci
Aldığım bir nefes yaşam sevinci
Her karış toprağı, her şey birinci
Çimenden çiçeğe müjde vatanım.
Güzellik onunla, güzel ondadır
Yeşile aşina bahar gelince
Şu akılsız dünya renge bürünür.
Nisan yağmuruyla inceden ince
Bütün canlılarda hayat görünür.
Kavurur her yanı sımsıcak güneş
Gözlerim kapalı severim seni
İçimde bir volkan patlar o zaman..
Bin bir hayalimde bir tek buseni
Alırım sevincim katlar o zaman…
Güneşle doğarsın yanar gözlerin
Ağlamak mı kolaydır acı söz karşısında?
Ağlatmak mı iyidir insanlık çarşısında?
Aç gözünü, dinle bak, ağaçların sözünü;
Aleme ibret için dalım, Hak karşısında.
Ah edip ta içinden verdi kendini O’na.
Ağlarken gül açıldı, ulaştı mutlu sona.
Artık sizler anlayın, düşene yardım kimden?
Allah’a yönelenin başına devlet kona…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!