Aylardır hasretim cana canana
Burdan Ankara’ya düşmek isterim.
Yad eller ruhumda zincirdir bana
Kırıp hürriyete taşmak isterim.
Akşamlar geç olur, olur mu sabah?
Altın tahtlar müzede yüreğimizi yakar.
Osmanlılar sürgündür, elin avcuna bakar!
İşte adaletimiz; bize ihsan edeni,
Kendi yurdundan kovmak! Hayat kıpkızıl akar! ...
Bir demet çiçekte sevgiyi
İnsanlarda kendimi buldum.
Çiçekler sevilirken elde
İnsan sevilirken gönülde…
Ağam, paşam, beyzadem, olur o şeyler hay – hay!
Höst! Dedik çöp çocuğu, birde emreyler vay – vay! ..
İşte bizim dünyamız, insanlık nerde kalmış?
Para; hay – hay, çulsuzsa; vay – vay! Olmuyor beyler lay – lay! ..
Elimdeki resmini
Gönülden okşuyorum
Yanımdaymış gibisin
Sevdikçe coşuyorum.
Gözlerin alev alev
Kulağına fısıltı ile Allah der yeller.
Dere – tepe, her yerden rahmetle gelir seller.
Kainatta en ince ilahi imzalar var,
Bir emirle geldim der, baharda açan güller…
Hayat; iniş çıkış, en çok ta yokuş
Ömür; kör kuyuda belki bir seda
İnsan garip yolcu, dünya bir bakış
Her şeye denecek son kez elveda…
Gençleri sürgün yemiş, yaşlıları kıdemli
Batının doğusuna eş; Yenişarbademli…
Rüya gördüm sanırsın dağlar, göller, ağaçlar
Yalancı cennetteyim, burada en uzak uçlar…
Yüksek perdeden gazel atmak kolaydır bırak.
İş başa düşsün seyret, o zaman çıkar firak.
Sudan bahanelerle adam çürütmek kolay,
Ağır yük altına gir, olur kel başa tarak…
Nasıl istemez insan, bir bayramı yaşar da;
Sevinçle, mutluluk dolu emeli
Sevişen kalplerin dudağında ıslanmak.
Lakin, mutluluk evimde
Kavuşmak hayalden uzak
Yüreğim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!