Bu benim burada olan tek fotoğrafım.
Fotoğrafta sende varsın canım.
Göğsümün biraz üstünde adın, belki başımın biraz altındasın.
Dinle kadın,
Attığım her adımda, çektiğim her fotoğraftasın.
Son mektubunda imza, yaşadığım kışımda, çizdiğim yazımdasın.
Bence bir parça ölmeye ihtiyacım var bu gece…
Yani cenaze eviysem ben tam manasıyla,
Ağlıyorsa kokumu duyan ten,
Benimde bir parça ölmeye hakkım var bir gece.
Benden olan koşsun diye süründüysem yıllarca,
Benden kopan düştüyse bir uçuruma,
Kim ölecek bu gece benim yerime?
Ya da kim gülüyor, bu sabah ölen iki kuşun yerine?
Dünyanın dengesi bozulur mu hiç? İllaki birileri yaşıyordur bizim
hayal edemediklerimizi de.
Kimin gönlü çok rahat, kim huzur içinde?
Kim mutluluktan ağlamayı öğrendi, kimin nefesi daralmadı gönlü
Kefenimi geçirir gibi boğazımdan, giyiniyorum kıyafetlerimi son
kez.
Ben kendi kendimin idam mahkûmuyum.
Son kez bakmak istiyorum evime önce, sonra bakmadan
yürüyorum.
Çünkü biliyorum, insanlar geri dönmeyeceği bir yerden giderken,
Ben Yabancı.
Bir sürü insanla dertleştim, yaşlarını hiç sormadım fakat her
yaştan her derdi duydum.
Ben Yabancı.
Bir sürü mutlu insanla tanıştım, bir sürü umutsuzlukla da
rastlaştım.
Seni çok özlüyorum.
Yüce dağlarda tetik düşürmüşüm gibi hissettiren ellerini,
Güneşi taramışça göğsümü kabartan saçlarının sihrini,
Hiç görmediğim cenk meydanları gibi özlüyorum uğruna can vermeyi.
Seni çok özlüyorum,
Sor bakalım evlat, gözüne toz mu kaçmış mezar taşlarının?
Gülü öperken dikeni mi batmış göğsüne sor bakalım.
Ruhumun anestezisinde öğrettiler bana kafama vura vura,
Mezar taşları da ağlarmış. Gülü seven dikenini toplarmış.
Sor bakalım evlat, erkek adamlar özleyince mi ağlarmış?
Hasret ruha anestezi mi yaparmış sor bakalım.
Cumhuriyet lisesinin bahçesi ve üç kedi.
Üç kişi, üç sigara ikisi benim, ikisi abimin.
Üç toprak, hiç ağaç, hiç çiçek, hiç güneş, hiç su.
Yaptığımız planlara hep inanasım vardı.
Sonra kedilerden biri öldü.
Bende sigarasına yaş düştüğünde kendini paralayan bir herife dönüştüm.
Ne kadar ağır sözler vermiş, ne manalı şarkılar dinlemişim
diyorum şimdi,
Sahiden, yasaksız şiirler yazmış, ölüm yokmuş gibi ağlamışım,
biliyorum.
Ne kadar hanımeli varmış o sokakta, kaç çeşit çiçek varmış,
Ve biz ne kadar az kıymet vermişiz hayata, ne kadar az yaşamış,
Senin bana verdiğin şu sevgi var ya, işte o benim sevilebilirliğimi
kabullendiriyor bana.
Senin beni sevmiş olman aklıma çiçekleri getiriyor sevgilim.
Sen beni nasıl oldu da sevdin bilmiyorum, hep sever misin onu da
bilmiyorum.
Ama beni sevmiş olman asla geçmeyecek sevgilim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!